H. Cihan Salim - Günce... Blog...

Yıllardır Türkiye'nin bilişim teknolojilerinden daha çok faydalanabilmesi, bilgisayar veya bilişim değil bilgi toplumu olması için kendi çapımda çalışıyorum. Fakat maalesef gelişmiş ya da gelişmemiş şehirlerimizde bilişim elçilerimiz yok denecek kadar az. Bazıları İnternet'ten takip ediyordur, ben bizzat Türkiye'nin dünya çapında Birleşmiş Milletler bilişim projelerinde yer alan insanlarından Hindistan'da küçük köylerdeki tek bilgisayardan neler yapıldığını dinledim. Gelişmemiş ya da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden bazıları, teknolojinin toplumsal dönüşüm ve kalkınmayı kolaylıştırması için ülke çapında stratejik planlar hazırlıyor ve uyguluyorlar. Microsoft, beş ülkede, özellikle de bu tip programlar çerçevesinde, ucuz ve giriş seviyesi bilgisayarla verilmesi için kırpılmış bir Windows sürümü olan Windows XP Starter'ı hazırlamıştı. Şimdi Starter 7 ülkede, yerel dillerde kullanılıyor ve Starter'ın İspanyolca sürümü de dağıtılınca büyük bir potansiyel kull...

Medyada bazen kötü bir senaryo olarak, bazen bilinçli yorumlarda Telekom'un tekel gücünü gittikçe kaybettiği neden gösterilerek özelleştirmenin düşük bir değer karşılığında yapılabileceğinden bahsedildi. Ben de böyle bir olasılıktan önceki günlerde söz ederken, bir neden olarak da katılımcı sayısının azlığını ve belki de karşılıklı arttırım getirecek son aşamanın az sayıda katılımcı olduğundan yapılamayabileceğine değinmiştim. Tüm bunlar bir yana, 1 Temmuz Cuma günü açılacak teklif zarflarından ve daha sonra olası bir arttırım seansı sonucu ihaleden "fazla yüksek" bir rakam da çıkabilir.Bu ne demek mi? Hatırlayın, İŞTİM konsorsiyumu 3. GSM lisansı için fazlasıyla yüklü bir teklif vermişti ve bu teklife başka bir katılımcı yanıt veremediğinden, Türk Telekom dışında lisans alan olmamıştı. Bu hamleyle belki de pazardaki oyuncu sayısını kısıtlamış olan İŞTİM'in Aria'sı ise aynı Avea gibi sorunlar yaşamış ve bildiğiniz gibi telekomünikasyon sektöründe bir türlü bu yeni...

ABD'de telif haklarını korumaya çalışanlar ile P2P dosya değişim programları üreticileri arasında devam eden hukuki savaşta önemli bir noktaya gelindi. Üst mahkeme, bu tip programların ve üreticilerinin telif haklarının çiğnenmesinden sorumlu tutulacağına karar kıldı . Neden olarak, video kaset, vb. teknolojilerin aksine, P2P programların popülerliğinin nedeni ve yayılma stratejisinin aslında kopya dosyaların el değiştirmesi olduğu gösterildi. Grokster ve StreamCast üzerine odaklanan karardan kuşkusuz benzer diğer programlar da etkilecek. Yeni bir dönemin başlayıp başlamadığı tartışıla dursun, kısa vadede, bu alanda önemli gelişmeler olması beklenmiyor. Bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de, kapanan ağlar ve çalışmayan programların yerini yenileri alacak. Ama eğer ücret ödeyerek müzik parçaları elde etme trendi güçlenir, bireylere özellikle ABD ve İngiltere'de uç örneklerde olduğu gibi yaptırımlar uygulanmaya devam ederse, telif haklarını korumaya çalışanlar bu kararı önem...

Eğlence bölümü altında yer alan masaüstü duvar kağıtlarının beklediğimden de fazla ilgi çekmesi üzerine, daha fazla amatör fotoğrafı beğeninize sunuyorum. Yeni 8 resim özellikle çiçek sever bilgisayar kullanıcılarının masaüstlerinde yer almaya aday. Duvar Kağıtları 2 »

Geçtiğimiz Cuma günü, Türk Telekom özelleştirmesinin en önemli günüydü. Sıklıkla yer verdiğim, yorumladığım ihaleye Cuma günü dört katılımcıdan teklif geldi. 10'un üzerinde niyetlinin olduğu başlangıç aşamasından 8-9 tanesinin ihaleye gireceğini umduğumuz günlere, sonra da 4 katılımcılı bugüne geldik. Telekom'un değerini belirleme konusunda, nakit akışlarının şimdiki değerini hesaplamaktan, varlık ve pazar konumu analizine pek çok metodun kullanımı sonucu farklı rakamlara ulaşmak mümkün. Ve bu rakamlara ek olarak, Telekom'un faaliyet alanlarının doymuş olması gibi yorumlarla değerleri farklılaştırmak da, çok kişinin çabasından göründüğü gibi, mümkün. Tüm bunlar bir yana, çıkan rakamı eleştirenler olacaktır. Aslında, zaten Telekom için bir değer hesaplandı ve Özelleştirme İdaresi bu değeri göz önünde bulunduracak. Ama henüz hiçbir şey bilmediğimiz şu günlerde, düşünebileceğiz tek şey, katılımcı sayısının azlığı ve bunun sonucunda olası bir düşük fiyat...

Karayollarındaki çalışmalar gerçekten uzun mu sürüyor, yoksa bize mi öyle geliyor diye hep düşünürüm. Ama emin olduğum şu ki, bu çalışmalar her zaman trafiğe yük olur, çünkü çalışma saatleri genelde trafiğin en yoğun olduğu saatlerdir. Farklı ülkelerde farklı uygulamalar bulunmakta. Bazıları trafiğin az olduğu günlerde, yoğun iş gücü kullanımına odaklanırken, bazı ülkelerde gece saat 3'te bile çalışma görebilirsiniz. Hele ortam müsaitse, çalışmalar gece saatlerinde yapıldıktan sonra, o alanın bir bölümü gündüz trafikten çalınmaz. Araçlar, aletler gündüz ortada gözükmez. Bu sabah aşırı yoğun trafiğin nedeninin birkaç haftadır bitmeyen çalışma bölgesinde yeni bir gelişme olduğunu görmek bana bunları düşündürdü. Neden diğer ülkelerde mantık sonucu olarak kullanılan yöntemler bizde hiç uygulanmaz ki... Yoksa birileri bize çalıştıklarını göstermek için, trafiğin en yoğun olduğu bölgeleri haftalarca kazmanın en iyi metot olduğunu mu düşünür?

2004 sonunda öğrenci, öğretmen ve eğitim görevlilerine ADSL promosyonu yapan Türk Telekom, şimdi bu promosyonu yeniliyor. Eğitim kurumlarında çalışanlar ve emeklilerin de faydalanabildiği promosyon ile hat açtırma ücreti olan 59 YTL ödenmiyor ve de ilk ay 256 Kbps'lik bağlantı da ücretsiz oluyor. Bu sefer sadece 256 Kbps hızında bağlantı seçeneği sunan promosyon çerçevesinde eski aboneler, aboneliklerini iptal ettirip yeniden açtırmak suretiyle bile bu promosyondan faydalanamıyor. Daha detaylı bilgi, Telekom'un ADSL sayfalarında .-

Maritz tarafından yapılan bir araştırma, küçük ve orta boyutta işletmelerin bilgisayar ve İnternet güvenliği hakkında yeni verilere ulaşmamızı sağladı . Katılımcı teknoloji departmanı sorumlularının %40'ı, daha önce hacker saldırısına maruz kaldıklarını, %75'inin virüslerden etkilendiğini ve bunlara rağmen %9'unun İnternet güvenlik duvarı / kalkanı kullanmadığını ortaya koyuyor.

Google CEO'su Eric Schmidt, İnternet üzerinden yeni bir ödeme sistemi oluşturma hedeflerinin olduğunu açıkladı . Şu anda oldukça popüler olan PayPal'a tam olarak rakip olmayacağını belirttiği bu sistem ile e-ticaretin daha da yaygınlaşmasına yardımcı olabileceklerini iddia etti. AdSense reklam sisteminde yer alan yayıncı ve reklamverenlerin farklı boyut ve hacimlerde iş yaptığını düşünürsek, Google'ın da kendine has bir ödeme sistemi oluşturmasının son derece doğal ve mantıklı olduğu ortada. Hele, geçen hafta söylediğim gibi, Türkiye gibi ülkelerde sadece çek göndermekle ödeme sorunu çözülmek bir yana büyürken. Elektronik para transferi konusunda Google'ın oluşturacağı sistem haberi çok yeni ve şu anda tamamlanma aşamasından uzakta. Ama kullanıma sokulduğunda önemli bir hacim kapma şansı yüksek olan bu sistem hakkında gelişmeleri burada yorumlayacağız.

Bu hafta, önce İstanbul'daki kameralı sistem, sonra da ABD Adalet Bakanlığı'nın İSS'lerden istediklerini güncede yer verdim ve "büyük birader" konusuna gönderme yaptım. İlginçtir, kişisel mahremiyet ve güvenlik amaçlı kayıt tutma konusunda bu hafta çok bereketli. Şimdi de, ABD Hükümeti'nin bu yaz, otomobillere yerleştirilmiş ve yerleştirilecek olan geniş kapasiteli kara kutu sisteminde yapacağı değişiklikler gündeme düştü. Meraklısı, Wired'dan büyük biraderle sürüş keyfi hakkında bilgi edinebilir !

Ülkemizde pek de ilgi çekmeyen bir kavram olan kişisel haklar ve bireyin mahremiyetinin korunması gelişmiş ülkelerde kamuoyu tarafından ciddi olarak savunuluyor. İnternet üzerinden yapılan haberleşme ve görüşmeler de kişisel mahremiyet alanına giriyor. İnternet servis sağlayıcı kurumlar çoğu ülkede mişterilerin İnternet aktivitelerini ortalama 3 aya varan bir süre için korumak zorunda. Fakat son gelen haberlere göre, ABD Hükümeti bu süreyi uzatma yönünde bir çalışma içinde . Verileri "tutmak" ile "saklamak" kavramlarının tartışıldığı bu süreçte yaşamların İnternet'te geçirilen bölümünün izlenmesi "terörizm gibi tehlikelerle savaşmak için" propagandası ile birleşince ABD'de neler olacak bekliyoruz. Benzer bir süreç Avrupa'da da yaşanmış, Avrupa Parlamentosu bilgilerin uzun süre saklanmasına karşı çıkmıştı. Fakat bu sonucun geçici olduğu ve İnternet üzerinde artan oranda izleme ve kayıt tutulmasının yaygınlaşması beklentisi oldukça güçlü.

Türk Telekom 'un özelleştirilmesinde son dönemeçteyiz. 24 Haziran Cuma günü ihale yapılacak. Geçtiğimiz Cuma günü ihaleye katılacaklar belli olmuştu , katılımcı sayısı beklenenin biraz altında gerçekleşmiş oldu. Öte yandan özelleştirmenin yargıya gitme, sürecin uzama olasılığı da güçsüz bir olasılık değil. Aslında 2004 başında serbestleşen telekomünikasyon sektöründe geride kalan 18 ayda pek de mesafe kat edilmediği ortada. Serbestleşme sonrası Telekom tekel konumundan neredeyse hiçbir alanda hiçbir şey kaybetmedi, bu da Telekom alıcısının yeni bir tekel olacağının göstergesi. Bu sefer özel bir monopolün kontrolünde olacak sektörde asıl sorunun ise serbestleşme ve rekabetin kurulamaması olduğunu, ihale öncesi kavramakta fayda var. Böylece özelleştirme sonucu "yeni Türk Telekom" tarafından ciddi atılımlar yapılmazsa şaşırmazsınız...

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından geliştirilen MOBESE yani 'Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu' hayata geçtikten sonra İstanbul 570 kamera ile izleniyor. Emniyet Müdürlüğü'nün, kamera izleme alanları ve kayıtlarla ilgili verdiği bilgiler ilk aşamada insanları şüpheye düşürmediğinden ve son dönemde "kapkaç" gibi suçlar toplumda ciddi sıkıntı yarattığından bu uygulama pek sorgulanmıyor. Belki de bu sorgulamayı az kişinin yapması, beyin cimnastiğinden uzak kalışımız, ya da yapanların sesini duyuramaması uygulamadan daha bile düşündürücü. Fakat görüntüler kamusal alandan alınsa dahi, toplumun mahremiyet alanı ciddi olarak daralmış olacak. Bu uygulama suçluyu yakalamak ve caydırıcı olmak anlamında mantıklı, zaten Emniyet'in görevi de bu. Ama ülke çapında ve devlet stratejisi olarak bakılırsa, asıl önemli olan suçun oluşmasını engellemek olmalı. Yani suça iten nedenleri ortadan kaldırmak, hukuk sistemi ve ceza kanunlarını iyileştirmek...

Programlamaya Giriş bölümünün üçüncü yazısı değişkenler üzerine. C ile önceki yazılarda incelenen basit örneklerden bir adım ileriye gitmek için, değişken tiplerini ve özelliklerini inceliyoruz. Değişken bildirimi, sabit değişkenler ve değişken alanlarına odaklanan yeni yazı cihansalim.net/programlama adresinde.

Gelmiş geçmiş en büyük ticari veri kaybı olabilecek olay , ödeme bilgilerini toplayan ve işleyen 3. parti firmalardan biri olan CardSystems Solutions'ın sistemine izinsiz girilmesiyle gerçekleşti. Elde edilen bilgiler, sosyal güvenlik numarası, vb. kişisel bilgiler içermese de, kredi kartı dolandırıcılığı yapmak için yeterli. Bu olay, geçtiğimiz aylarda yaşanan Bank of America ve yaklaşık 3,9 milyon hesabın kaybedildiği Citigroup olaylarının arkasından geldiğinden, veri güvenliği ABD finans sisteminde ciddi bir sorun olarak görülmeye başlandı.

P2P dosya değişim programları nın popülerliği ve P2P teknolojisinin dosya dağıtımı ve bilgiişlem gücü açısından sunduklarına Microsoft da kayıtsız kalmadı. Firma, Avalanche kod adlı bir P2P program hazırlıyor . Telif haklarının çiğnenmesine izin vermemeyi hedefleyen program, kullanıcılara ücretli dosya transferi ve de Windows güncellemelerini daha kolay elde etme fırsatı sunmaya çalışacak gibi...

Haksız rekabet ve tekel konumunu kötüye kullanma nedeniyle, Avrupa Birliği Microsoft'u, Windows XP'nin 'Media Player'sız sürümünü hazırlamaya ve dağıtmaya mahkum etmişti. Windows XP N olarak adlandırılan bu yeni sürüm ise başlıca PC üreticilerin ilgisini çekmedi . Kullanıcıların çoklu ortam oynatıcısı bir program talebi olduğunun göz ardı edilemeyeceğini belirten üreticiler, yeni bilgisayarların içinde verdikleri Windows sürümlerinden, en azından şu aşamada, vazgeçmeyeceklerini dile getiriyor. Windows XP N, Windows XP Home sürümüyle de aynı fiyattan raflarda yer alacağından AB'nin bu kararının ne kadar etkili olacağı şüphesi doğdu. Zira ilk göstergeler, rekabet konusunda bu yolla bir iyileşme olmayacağını göstermiş oldu.

British Telecom sabit ve GSM şebekeleri arasında seçim yapan sabit telefon hizmeti vermeye başladı . Evlere ve işyerlerine yerleştirilecek mini hublar ile bağlantı kuracak telsiz telefonlar, hub kapsama alanı dışında iken GSM şebekesinden yararlanacak. Aranan numaraya göre de, sabit hat ya da cep telefonu operatörü arasında seçim yapılarak hem maliyet kısıtlaması, hem de daha rahat ve esnek bir sabit telefon tecrübesi yaşanmış olacak. Böylesine gelişmeler, henüz her iki şebeke üzerinden de oldukça pahalı görüşmeler yapan Türk kullanıcıları maalesef kıskandırmaktan öteye gitmiyor...

cihansalim.net'teki reklamlar, Google aracılığıya gösteriliyor. Google, AdSense programı çerçevesinde, ödemeleri New York'taki Citibank üzerinden kesilen çekleri posta ile göndererek yapıyor. Elime geçen böyle bir çeki hesabım olan ve olmayan bankalar ise, semtten semte değişmekle birlikte şaşkınlıkla karşıladı. Tahsilat için tekrar gidip gelecek, sonra hesaba yatacak çek, gittiğim beş ayrı bankadaki veznedarları da şaşırttı, ilk defa gördüklerini belirttikleri çeki ne yapacaklarını bilememeleri üzücü idi. İşin can sıkıcı yanı ise, çeşitli bankaların ürettikleri bahanelerdi. Ender de olsa, daha önce bu tip çekler yüzünden yurt dışına kendileri borçlu duruma düşmüş olan bir iki şube bu çeki bozmaya yanaşmazken, bir diğer banka döviz çeki bozmadığını söyleyerek beni başından savdı. Bir diğeri "global banka" reklamlarına rağmen "yurt dışı ağları daha iyi olan Yapı Kredi'ye gitmenizi öneririm" derken, bazıları çeki Karaköy'de takas etmemi, ya da çok düşü...

BusinessWeek'in yaptığı bir bilişim şirketleri sıralaması medyada fazlasıyla yer buldu. Turkcell'in 14. sırayı aldığı bu liste, Turkcell'in reklamlarında dahi kullanılmaya başlandı. Fakat maalesef sıralama doğru okunmadı. İşin aslı, Turkcell, 2004 içinde gelir artışı, toplam gelirler, hissedar başına kazanç gibi kriterlere göre 14. oldu. Bu da Turkcell'in gelirlerinin arttığını, şirketin iyi yönetildiğini gösterdiği gibi, borsa oyuncularına da hisse fiyatı ve de kar payı dağıtımı gibi konularda fikir vermiş olur. Keşke şirketlerimiz her konuda dünyada ilk ona girse. Fakat medyada yanlış başlık ve içerikle verilen bu sıralama, maalesef çok iyi bir bilişim şirketimiz olduğu anlamına gelmiyor. İyi kazanan ve kazandıran manasındaki bu sıra, seneden seneye ciddi değişiklikler gösterebilmekte. Hedef ise uzun vadede, gerçek anlamda bilişim devleri arasına girmek olmalı. Hem ülkemiz hem şirketlerimiz için. Hepsinden de önemlisi, bilgi toplumuna dönüşmek...

Adobe'nin Macromedia'yı alması ndan sonra yazılım sektöründe Microsoft ile birebir rekabete konsantre olduğunu düşünürken, Microsoft da bu tezi doğrularcasına PDF formatına rakip "Metro" formatını tanıtmıştı . Ardından, Microsoft yine Adobe'nin Photoshop programına rakip olmaya çalışacak bir grafik düzenleme programı olan "Acrylic"in beta sürümünü test için kullancılara sunmaya başladı. Ağır çalışan ve henüz üstünde çok geliştirme yapılacak olan Acrylic'in Photoshop veya Paint Shop Pro'dan oldukça geride olduğu söylenebilir. Meraklısı, şu anda denemeye pek değer olmasa da, Acrylic'i buradan indirebilir .

Mehmet Ulusoy maalesef ülkemizde yeteri kadar tanınmamış bir tiyatro insanı idi. Tiyatroyu ülkemizde, şöhreti ise Fransa'da yakalamıştı. Gerçekten de Fransız tiyatrosunun 20. yüzyıldaki en önemli birkaç isminden biri olmuştu. Fakat o bununla tatmin olmamıştı, Türkiye için daha çok şey yapmak istiyordu. Bu değerli insanı ayın yedisinde kaybettik. 13 Haziran'da ülkesine kavuşacak olan bu ismi, umarım hak ettiği şekilde uğurlarız...

En gelişmiş oyun ve ileri seviye görsel uygulamalar için mevcut ekran kartından ümidinizi kesmeyin. En basit BIOS, görüntü ayarları ve ekran kartı sürücüleri ile performans artışı sandığınızdan daha fazla olacak. Ekran kartı sürücülerini ve nasıl yönetildikleri, DirectX ve OpenGL, Anti-Aliasing ve Anisotropic Filtering ekran kartı optimizasyonu dosyasında »

Özellikle sundukları taksit olanakları ve de ürün sunum metoduyla gittikçe daha yüksek hacimlerde iş yapan Vatan, Teknosa gibi bilgisayar vb. teknoloji süpermarketleri bu olanakların karşılığında tabii ki sektör ortalamasının üstünde fiyatlarla ürün sunuyorlar. Yönetim ve marka stratejisine bir şey denemez. Sorun ise, ürünlerin kodlanmasında. Özellikle Teknosa'da birkaç kere aynı sorunu bizzat ve çevremdekilerin yaşaması sonucu şunu söylemek gerekir ki, Teknosa'daki ürün model kodlarını İnternet'te üreticinin web sitesinde bulamazsanız şaşırmayın. Çünkü genellikle model kodunun dışında renk, vb. ek bilgiler belirtmek için kullanılan harfler de model koduna ekleniyor ve katolaglarda bu şekilde yer alıyor. Böylece tesadüfen ürünü bir fazla harfi olan gelişmiş model sanarak satın alma tehlikesi doğuyor. Düşük modeli yüksek fiyata almış oluyorsunuz. Bu nedenle satın almadan önce ürünün kutusu ve kitapçığını mutlaka inceleyin derim. Zira bir arkadaşım son anda büyük bir harcamad...

TV reklamlarıyla desteklenen, Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİSAD işbirliğiyle düzenlenen Bilgisayarlı Eğitime Destek Kampanyası bilişim gündemimizin en önemli maddesi olmalıyken tabii ki yeteri kadar dikkat çekmiyor. Bu önemin bir nedeni, gerçtekten de projenin hedefinin bizim için çok önemli oluşu. Zira önceki trenleri kaçırmışken bilişim teknolojilerinden yararlanarak bilgi toplumu trenini son anda yakalamamız gerekiyor. Fakat maalesef ülke çapında planlanan, desteklenen ve sahiplenilen bir stratejimiz yok. Okullarda bilgisayar olmaması kabul edilemez. Öte yandan, olayın önemini arttıran ikinci etken, çok az kişinin dile getirdiği "okullara alınacak bilişim ürünlerinin" seçimi konusu. Kampanya okullara bir milyon bilgisayar bağışını hedefliyor. Türk bilişim sektörü, maalesef kurumsal ve son kullanıcı satışlarından yeteri kadar büyüyemediğinden kamudaki bilişim projeleri fazlasıyla değerli oluyor. Bu doğrultuda bu bir milyon bilgisayar özellikleri, sistem tanımları mutlaka...

Ayın seçimlerini bir ay atladığım için bu bölümleri takip eden ziyaretçilerden özür dileyerek yaz sıcaklarının ilk seçimleriyle tekrar karşınızdayım. Ayın şiiri Attila İlhan'dan " Ben Sana Mecburum Bilemezsin ", kitabı Ahmet Köklügiller'in " Atatürk'ün İlkeleri ve Düşünceleri " adlı çalışması, web siteleri ise Petarkadas.com ve Digital Photography Review .

Pek çok medya organından duyduktan sonra bir de bu sitede aynı haberi duymanız sıkıcı gelebilir ama bazı önemli ve ilerici yönleri olsa da, özellikle medyada ifade özgürlüğü ile ilgili düşündürücü bölümleri barındıran yeni Türk Ceza Kanunu bugün itibarıyla yürürlüğe girdi. Bundan böyle habercilik ve nesnel yorumculuk için uğraşırken daha da zorlanarak, ağır aksak çalışmak zorunda kalacağız. Farkındasınız, günce bir haftadır yenilenmiyor. "Bu bir haftada sitedeki tüm yazılarımı okuyup yeni TCK'ya muhalif olan var mı bulmaya çalıştım, bir haftadır bu yüzden siteyi güncelleyemiyorum" şakasını kendime ve size yapsam da maalesef hala huzursuzum. Sitenin güncellemelerine ara vermemin nedeni yaz döneminde çeşitli aralıklarla birkaç günlük yoğun dönemlerimin oluşu. Yoksa sitede yeni TCK'ya aykırı bir şeyin olmadığını, burada hakaret değil gerçek ve hakkıyla yapılmış yorum olduğunu bilerek her gün huzurla sitemi güncelliyorum... Birkaç gün daha izninizi rica ettikten sonra 8 H...