İDO Feribotlarının Gecikmesine Alışsak mı? Ya Şehir Hatları Ne Olacak...

Genel olarak yerleşim yerlerinden uzak ve yolların sorunsuz olduğu yerlere kurulan hız radarlarına takılanlar ciddi bir trafik cezası geliri yaratıyor. Yılın ilk altı ayında oluşan ceza gelirleri bir süre önce gazetelerde de yer almıştı. Biz bu sene son derece temkinli, ve "doğru" sürüş yöntemleriyle hız cezası yemeden dönüş yolunu tamamladık derken İDO Bandırma seferinin rötarını hesaba katmadığımızı bilmiyorduk. Turgut Özal ve Adnan Menderes adlı iki feribot, hizmete girdiği ilk yıllarda Yenikapı-Bandırma arasını 1 saat 45 dakikada kat ediyordu. Arızalar, Marmara Denizi'nin karakteristiği ve feribotların kendi özellikleri, belki de aşırı talep nedeniyle yetersiz bakımlar sonrası bu süre 2 saate çıktı. Sonra da teknik arızalar özellikle Turgut Özal feribotunda sıkça yaşanır oldu.

21:30 kalkış saatli feribot, yarım saat rötarlı kalktığı gibi kısa süre sonra yapılan anansla "teknik arıza sebebiyle yarım saat rötar yapılacağı" duyuruldu. Nitekim feribottan inmemiz bir saatten daha fazla bir gecikmeyle, gece yarısını aşan bir zamana denk geldi.

Beni şaşırtan diğer şey ise, yolcuların yani müşterilerin tepkisizliği idi. Feribotu hızlandıramayacak olsalar da, alternatifsiz bir durumda bulunsalar da alınan hizmet hakkında yorum yapmamak hizmeti verene cesaret vermiş olmayacak mıdır? Bunları düşünürken, İstanbul Şehir Hatları'nın da İDO'ya devredildiğini hatırladım ve ilerde hizmete sokulması planlanan araçların da performansı hakkında şüpheye düştüm. Artık ulaşım ve haberleşmenin çok daha önemli olduğu bir çağda yaşıyoruz, her gecikme ciddi kayıplara yol açabiliyor. Sanırım ülke olarak sadece bilişim ve bilgi toplumu olmanın önemini değil, ulaştırma hizmetlerinin önemini de henüz kavrayamadık.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geniş ekran monitörde oyun oynayabilmek

USB Dosyası: USB 1.1 ve 2, Alternatifler, Ayarlar, USB Cihaz Alırken Nelere Dikkat Etmeli

İngiliz Hükümeti Online Kumar Reklamlarına Önlem Alıyor, Darısı Başımıza