Çalıntı ve Kayıp Telefon Takibine Darbe, TK'nın Kayıt Altına Alma İşlemi İnandırıcılığını Yitirdi, Savcılıklar da Takibi Bırakıyor
Geçtiğimiz yıl kayıt dışı telefonların kaydedilmesi çok sıkıntılı bir süreç olmuştu. Her telefon için ödenen küçük meblağlardan Telekomünikasyon Kurumu (TK) ciddi bir gelir elde etmişti, bu fonun kullanılacağı yer de tartışılmıştı. Kayıt altına alma aşamasında, zaten kaçak telefon alanların suçlu olduğunu ama bazılarının kaçak konusunu bilmeden telefon aldığını düşünerek medya, bilişim medyası ve de benim gibi yayıncılar insanları motive etmek için "artık kaybolan, çalınan telefonlar bulunacak, kapkaç azalacak" diye yazmıştık. Hatta bu sonuncusu bizzat kurum, bürokratlar ve de siyasiler tarafından da öne çıkarılmıştı.
Ama maalesef bu yönde bir gelişme olmadı. Tanıdığım bir gazetecinin telefonu çalındı, uzun bir aradan sonra telefon bulundu, telefonla ona haber verildi. Ama şikayette bulunmak istediğini söyleyince "bunu yapmaması" şeklinde öğüt verildi, hatta telefonuna daha geç kavuşacağı uyarısı yapıldı. Benzer olayın başkalarının da başından geçtiğini biliyoruz. Sanırım tanıdığım bunu yazmadı, ama bu da irdelenmesi gereken ciddi bir konu.
Son olarak, dün IMEI numaralarının kopyalanması sorunu neden gösterilerecek Cumhuriyet savcılıklarının çalıntı ve kayıp telefonların görüşmeye kapatılması taleplerini geri çevirmeye başladığı şeklinde haberler çıktı. Zaten cep telefonu operatörleri Avea, Telsim ve de özellikle Turkcell'in bu tip başvuralar karşısındaki tutumu pek çok kişiyi çileden çıkarıyordu. Savcılık ve TK'ya yönlendirilen insanlar geçen yıl yapılanların boşuna mı olduğunu sorgulamaya başladı. Aslında daha yazılacak çok şey var, ama bilmesi gerekenler kayıp ve çalıntı konusunda vatandaşın yaşadığı çeşitli sorunları zaten biliyor. Bu gelişmeler hem TK'nın inandırıcılığını kaybetmesine hem de ilerde yapılması planlanan düzenlemelere güvenin azalmasını sağlıyor. Öte yandan TK anket yaparak vatandaşın gözünde durumunu sorgulayacak, bakalım bu gerçekler sonuçlara yansıyacak mı? Yansımasına gerek var mı? TK bir şeyler yapmaya çalışıyor ve yapıyor, ama serbestleşmenin başlangıç aşamasında olduğu gelişmekte olan bir pazarda otorite sahibinin çok daha etkin olması gerektiği bir gerçek.
Ama maalesef bu yönde bir gelişme olmadı. Tanıdığım bir gazetecinin telefonu çalındı, uzun bir aradan sonra telefon bulundu, telefonla ona haber verildi. Ama şikayette bulunmak istediğini söyleyince "bunu yapmaması" şeklinde öğüt verildi, hatta telefonuna daha geç kavuşacağı uyarısı yapıldı. Benzer olayın başkalarının da başından geçtiğini biliyoruz. Sanırım tanıdığım bunu yazmadı, ama bu da irdelenmesi gereken ciddi bir konu.
Son olarak, dün IMEI numaralarının kopyalanması sorunu neden gösterilerecek Cumhuriyet savcılıklarının çalıntı ve kayıp telefonların görüşmeye kapatılması taleplerini geri çevirmeye başladığı şeklinde haberler çıktı. Zaten cep telefonu operatörleri Avea, Telsim ve de özellikle Turkcell'in bu tip başvuralar karşısındaki tutumu pek çok kişiyi çileden çıkarıyordu. Savcılık ve TK'ya yönlendirilen insanlar geçen yıl yapılanların boşuna mı olduğunu sorgulamaya başladı. Aslında daha yazılacak çok şey var, ama bilmesi gerekenler kayıp ve çalıntı konusunda vatandaşın yaşadığı çeşitli sorunları zaten biliyor. Bu gelişmeler hem TK'nın inandırıcılığını kaybetmesine hem de ilerde yapılması planlanan düzenlemelere güvenin azalmasını sağlıyor. Öte yandan TK anket yaparak vatandaşın gözünde durumunu sorgulayacak, bakalım bu gerçekler sonuçlara yansıyacak mı? Yansımasına gerek var mı? TK bir şeyler yapmaya çalışıyor ve yapıyor, ama serbestleşmenin başlangıç aşamasında olduğu gelişmekte olan bir pazarda otorite sahibinin çok daha etkin olması gerektiği bir gerçek.
Yorumlar