İstanbul Tenis Turnuvası'na 500 Bin Dolara Sharapova Getirmek Türkiye Tanıtımı mı, Aynı Para Toplam Ödüle Eklenip Sınıf Atlanamaz mı
Önümüzdeki hafta yapılacak İstanbul WTA bayanlar tenis turnuvası Fransa Açık'tan hemen önce takvimde yer alıyor. Büyük turnuvaya son ana kadar maç yaparak gelmek isteyen oyuncular için turnuvamız bu yönden çekici olabilir. Tabii ülkemizde hak ettiği ilgiyi görmeyen tenise dikkat çekmek için organizatörler turnuvaya dünyaca ünlü oyuncular getirmeye çabalıyorlar. Henüz ikincisi yapılacak bir turnuva için bu gerçekten zorlu bir çaba, turnuvaya emeği geçen herkesi içten kutluyor, tebrik ediyorum. Turnuvada geçen yıl görev alan genç tanıdıklarım da var. Tenise gönül vermiş genç yaşlı herkes için bu turnuva gerçekten büyük bir kazanç.
Öte yandan doğruluğu tartışılır da olsa, bu yıl İstanbul'a gelmesi için Rus tenisçi Maria Sharapova'ya 500 bin dolar ödeneceği haberi geldi, geçen yıl da Venus Williams'a ek bir ödeme yapılmıştı. Bu arada sakatlığı nedeniyle Rus tenisçi affını istedi.
Açıkçası bu tip organizasyonlar konusunda bilgili değilim ama yine de yorum yapmadan duramayacağım. Eğer belli bir seviyenin altında kalan turnuvalarda para ödülünün yanında dünya sıralamasının tepesindeki oyunculara böyle ciddi ödemeler yapılıyorsa bir şey diyemeyeceğim. Ama WTA turunun yıllık program sayfasına bakınca üçüncü seviye bir turnuva olan İstanbul Cup'ın toplam ödülü 200 bin dolar olarak gözüküyor. Sayfada kısaca gezinince ikinci seviye turnuvaların 600 bin dolar ödül dağıttığı görülüyor. Ay başında Polonya'da yapılan 2. seviye turnuvaya dünya sıralamasında ilk onda yer alan tam dört tenisçi katılmış. Dediğim gibi böyle bir turnuvada da bu oyunculara gelmeleri için yüksek miktarlar ödeniyor mu bilmiyorum, ama önerim şu ki, 500 bin dolar Sharapova'ya verileceğine turnuvanın toplam ödülüne eklenebilir ve İstanbul turnuvası programa 2. seviye turnuva olarak girer. Böylece Türk tenisseverler daha kaliteli bir turnuvada doğal olarak daha kaliteli oyuncular izleyebilir.
Şimdilik ülke tanıtımı konusunu da çok irdelemek istemiyorum, 500 bin dolar verilerek ünlü isim getirtilmesi bir imaj çalışması olabilir ama dışa dönük bir pazarlama olması çok zor. Geçen sene de Boğaz Köprüsü'nde gösteri maçı yaptırdık fakat işim ve hobim gereği yabancı medyayı yakından takip ettiğimden o zaman da bu organizasyonun dışarda pek de izlenmediğini gördüm. Bu nedenle var olan tesisleri kullanmaya, geliştirerek değerlendirmeye dayalı organizasyonları, dışarıya "Türkiye" reklamı yapmak için daha mantıklı görüyorum, örneğin Şampiyonlar Ligi finali. Ama Formula1 gibi bir organizasyon için milyonlarca YTL akıtarak yeni pist yapılması sorgulanacak bir girişim.
Tenise dönersek, ilk ondan oyuncu getiremesek de Myskina'nın İstanbul'a gelecek olması kanımca tenis izleyicileri için güzel olacak. Zira artık güç ve dayanıklılık üzerine kurulu bir spora dönüşmeye başlayan bayanlar tenisinde hala tekniğiyle üst sıraları zorlayan fazla oyuncu kalmadı. O yüzden uzun aradan sonra dönünce Capriati sevinçle karşılanmıştı, bugün ise Dementieva ve Myskina gibi yetenekli oyuncuları izlemek, tamamen güç ve dayanıklılık üzerinden yükselen Williams kardeşler, Sharapova, Kuznetsova, hatta Henin-Hardanne ile Clijters ve tabii Mauresmo gibi oyuncuları izlemekten daha eğlenceli gibime geliyor. Bu saydığım isimlerin dünya sıralamasında ilk onda olması da durumu özetliyor. Tabii bizim turnuvamızın seyir zevkinin artması da çağıracağımız iki ünlü ismin finale kadar antrenman maçları yaparak yükselmemesine bağlı, dediğim gibi daha yüksek profilli bir organizasyonla başarılı oyuncuları kendiliğinden çekmemiz gerekiyor.
Öte yandan doğruluğu tartışılır da olsa, bu yıl İstanbul'a gelmesi için Rus tenisçi Maria Sharapova'ya 500 bin dolar ödeneceği haberi geldi, geçen yıl da Venus Williams'a ek bir ödeme yapılmıştı. Bu arada sakatlığı nedeniyle Rus tenisçi affını istedi.
Açıkçası bu tip organizasyonlar konusunda bilgili değilim ama yine de yorum yapmadan duramayacağım. Eğer belli bir seviyenin altında kalan turnuvalarda para ödülünün yanında dünya sıralamasının tepesindeki oyunculara böyle ciddi ödemeler yapılıyorsa bir şey diyemeyeceğim. Ama WTA turunun yıllık program sayfasına bakınca üçüncü seviye bir turnuva olan İstanbul Cup'ın toplam ödülü 200 bin dolar olarak gözüküyor. Sayfada kısaca gezinince ikinci seviye turnuvaların 600 bin dolar ödül dağıttığı görülüyor. Ay başında Polonya'da yapılan 2. seviye turnuvaya dünya sıralamasında ilk onda yer alan tam dört tenisçi katılmış. Dediğim gibi böyle bir turnuvada da bu oyunculara gelmeleri için yüksek miktarlar ödeniyor mu bilmiyorum, ama önerim şu ki, 500 bin dolar Sharapova'ya verileceğine turnuvanın toplam ödülüne eklenebilir ve İstanbul turnuvası programa 2. seviye turnuva olarak girer. Böylece Türk tenisseverler daha kaliteli bir turnuvada doğal olarak daha kaliteli oyuncular izleyebilir.
Şimdilik ülke tanıtımı konusunu da çok irdelemek istemiyorum, 500 bin dolar verilerek ünlü isim getirtilmesi bir imaj çalışması olabilir ama dışa dönük bir pazarlama olması çok zor. Geçen sene de Boğaz Köprüsü'nde gösteri maçı yaptırdık fakat işim ve hobim gereği yabancı medyayı yakından takip ettiğimden o zaman da bu organizasyonun dışarda pek de izlenmediğini gördüm. Bu nedenle var olan tesisleri kullanmaya, geliştirerek değerlendirmeye dayalı organizasyonları, dışarıya "Türkiye" reklamı yapmak için daha mantıklı görüyorum, örneğin Şampiyonlar Ligi finali. Ama Formula1 gibi bir organizasyon için milyonlarca YTL akıtarak yeni pist yapılması sorgulanacak bir girişim.
Tenise dönersek, ilk ondan oyuncu getiremesek de Myskina'nın İstanbul'a gelecek olması kanımca tenis izleyicileri için güzel olacak. Zira artık güç ve dayanıklılık üzerine kurulu bir spora dönüşmeye başlayan bayanlar tenisinde hala tekniğiyle üst sıraları zorlayan fazla oyuncu kalmadı. O yüzden uzun aradan sonra dönünce Capriati sevinçle karşılanmıştı, bugün ise Dementieva ve Myskina gibi yetenekli oyuncuları izlemek, tamamen güç ve dayanıklılık üzerinden yükselen Williams kardeşler, Sharapova, Kuznetsova, hatta Henin-Hardanne ile Clijters ve tabii Mauresmo gibi oyuncuları izlemekten daha eğlenceli gibime geliyor. Bu saydığım isimlerin dünya sıralamasında ilk onda olması da durumu özetliyor. Tabii bizim turnuvamızın seyir zevkinin artması da çağıracağımız iki ünlü ismin finale kadar antrenman maçları yaparak yükselmemesine bağlı, dediğim gibi daha yüksek profilli bir organizasyonla başarılı oyuncuları kendiliğinden çekmemiz gerekiyor.
Yorumlar