Günceye (Blog) Ne Sıklıkla Yazmak Gerekir
Şubat ayından beri web sitemin geri kalan bölümlerine zaman ayıramıyorum, son bir iki ayda günceye de eskisi kadar sık yazamıyorum. Temel neden bunlara daha az zaman ayırabilmem. Sitenin diğer bölümlerini bir yana bırakıp sadece bu günce sayfalarını düşünecek olursam, aslında bu durum beni pek de kaygılanmıyordu. Zira eskiden beri kayda değer ve güncel şeyleri yazmaya dikkat ederim.
Öte yandan siteyi güncel tutma hedefini de aşan bir yaklaşım güncelerle yükseldi, o da her gün, hatta aynı gün içinde birkaç kez yeni bir şeyler yazmaktı. Daha popüler bir günce sahibi olmak, daha çok okunmak, aramalarda daha yukarda çıkmak için bunun gerektiğine sıkı sıkıya inanıldı. Bu yaklaşıma ısınamadım, çok değil özlü konuşmamız bize öğütlenmemiş miydi? Kısaca sitenin geri kalanını güncelleyemem ve günceleri tıka basa doldurmak üzerine birkaç kelime yazarım diye ne zamandır düşünürken geçen hafta bu konuya değinen 10 maddeli bir liste okuyunca konu bugüne kısmet oldu.
Ne kadar sıklıkla yazdığınız önemli değil, çünkü trafik yaratmak artık eskisi kadar önemli değil, çünkü sadık okur zaten RSS kaynağınıza abone, çünkü laf kalabalığı daha az araştırma, doğrulama, yani daha az güvenilir, kaliteli içerik demek. Technorati'ye göre günce yazarlarının sadece 11%'i haftada bir kez ya da daha sık yazıyor. Peki zaten çoğunluk az güncelliyorsa ben niye bu konuyu tartışıyorum. Çünkü ben herkese seslenen yayınlar yapmıyorum, yazmaya başladığım ilk günden beri. Başarı için hedef kitleye odaklanma gerekliliği gerçeği diğer alanlarda olduğu gibi günce yazmada da geçerli. Bu durumda arama motorlarında yüksek sıra elde etmek, günce sitelerinden daha çok kişi çekmek gibi, trafik arttırmak için günce tazelemek kesinlikle en iyi yol değil. Çünkü trafik değil müşteri, okur, katkıda bulunacak kişi, vb.lerine ulaşmak gerekli.
Listelenen diğer nedenlere değinmek gerekirse, sıklıkla güncellenen günceler sadece çok boş zamanı olanların bu işle uğraştığı izlenimi yaratıyor. Böylece başarılı olma potansiyeli yüksek kişiler günce yazmaktan çekinir hale geliyor. Günce, her yazılan belli seviyeyi koruyamıyorsa, okurda hatta yazarda yorgunluk ve bıkkınlık yaratıyor. Sonunda sadece okur o günceyi takip etmekten vazgeçmiyor, çoğu günce yazarı da bir süre sonra yazmaktan vazgeçiyor; daha şimdiden dev bir terk edilmiş günce çöplüğü İnternet...
Öte yandan siteyi güncel tutma hedefini de aşan bir yaklaşım güncelerle yükseldi, o da her gün, hatta aynı gün içinde birkaç kez yeni bir şeyler yazmaktı. Daha popüler bir günce sahibi olmak, daha çok okunmak, aramalarda daha yukarda çıkmak için bunun gerektiğine sıkı sıkıya inanıldı. Bu yaklaşıma ısınamadım, çok değil özlü konuşmamız bize öğütlenmemiş miydi? Kısaca sitenin geri kalanını güncelleyemem ve günceleri tıka basa doldurmak üzerine birkaç kelime yazarım diye ne zamandır düşünürken geçen hafta bu konuya değinen 10 maddeli bir liste okuyunca konu bugüne kısmet oldu.
Ne kadar sıklıkla yazdığınız önemli değil, çünkü trafik yaratmak artık eskisi kadar önemli değil, çünkü sadık okur zaten RSS kaynağınıza abone, çünkü laf kalabalığı daha az araştırma, doğrulama, yani daha az güvenilir, kaliteli içerik demek. Technorati'ye göre günce yazarlarının sadece 11%'i haftada bir kez ya da daha sık yazıyor. Peki zaten çoğunluk az güncelliyorsa ben niye bu konuyu tartışıyorum. Çünkü ben herkese seslenen yayınlar yapmıyorum, yazmaya başladığım ilk günden beri. Başarı için hedef kitleye odaklanma gerekliliği gerçeği diğer alanlarda olduğu gibi günce yazmada da geçerli. Bu durumda arama motorlarında yüksek sıra elde etmek, günce sitelerinden daha çok kişi çekmek gibi, trafik arttırmak için günce tazelemek kesinlikle en iyi yol değil. Çünkü trafik değil müşteri, okur, katkıda bulunacak kişi, vb.lerine ulaşmak gerekli.
Listelenen diğer nedenlere değinmek gerekirse, sıklıkla güncellenen günceler sadece çok boş zamanı olanların bu işle uğraştığı izlenimi yaratıyor. Böylece başarılı olma potansiyeli yüksek kişiler günce yazmaktan çekinir hale geliyor. Günce, her yazılan belli seviyeyi koruyamıyorsa, okurda hatta yazarda yorgunluk ve bıkkınlık yaratıyor. Sonunda sadece okur o günceyi takip etmekten vazgeçmiyor, çoğu günce yazarı da bir süre sonra yazmaktan vazgeçiyor; daha şimdiden dev bir terk edilmiş günce çöplüğü İnternet...
Yorumlar