H. Cihan Salim - Günce... Blog...

Temmuz ortasında İnternet adreslerinin yönetimiyle ilgili tartışmaların uluslararası siyasette önemli konuma yükseldiğine dikkat çekmiş, hatta önerilerinin kabul görmemesi halinde bazı ülkelerin karşı hamleler de bulunma olasılığından dem vurmuştum . Kasım ayında yapılacak Bilgi Toplumu Dünya Zirvesi öncesi yapılan bu haftaki bir toplantıda ise Birleşmiş Milletler'in İnternet Yönetimi Çalışma Grubu 'nun İnternet alan adlarını yöneten ICANN üzerine odaklanan dört farklı önerisi vardı. İnternet'teki sitelerin, web adreslerinin kaydını tutup ana yönlendirici olan sayılı sunucunun yönetimini ABD ve ICANN ile paylaşmak üzerine verilen öneriler ayrı kurumlar oluşturmaktan ICANN'i daha geniş katılımlı yapmaya kadar uzanıyor . Fakat ABD, daha önceki girdide belirttiğim gibi bu sunucuların ve İnternet trafiğini yönlendirmenin stratejik ve ticari öneminin altını çizerek bu önerileri "kabul edilemez" olarak nitelendiriyor . Gelişmeleri yorumlayacağız...

BM İnsani Gelişmişlik Raporu'nda ilk yüzün dışına çıkma riski bulunan ülkemiz, gerek bireyler, gerek kurumlar, gerekse de devlet olarak ucuz şeyi beğenmeme eğiliminin etkisinde bocalıyor. Ne güzel bir tesadüf ki, tam da dün öğretmenlere 1000 küsür dolara bilgisayar satmamızı eleştirirken Massachusetts Institute of Technology (MIT) Media Lab'in 100 dolara dizüstü bilgisayar projesinden bahsetmişken projenin fikir babası Nicholas Negroponte'den projeyle ilgili yeni açıklamalar geldi. 100 dolarlık dizüstü gerçeğe gittikçe yaklaşıyor başlıklı haberde Brezilya, Çin, Tayland, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Mısır devletleriyle 15 milyon dizüstünü dağıtmak için yakın görüşmeler yapıldığı duyuruldu. 2007'de 100 milyon adet üretilmesi planlanan bilgisayarların maliyeti özellikle yüksek üretim rakamı ve ardından ekran birimi sayesinde kısılacak. Örnek resimlerini buradan görebileceğiniz bilgisayarlar 12 inçlik bir ekranı yaklaşık 12 dolara mal etme çalışmalarına ek olarak Linux işl

Düşünce yapımızdaki yanlışlar bazen de eksik bilgi sahibi olmaktan kaynaklanıyor. Öğrencilere bilgisayar bağışlatmak, öğretmenlere bilgisayar aldırmak için MEB kampanya yapıyor. Peki bu bilgisayarları alacak olan öğretmen ve öğrenciler için eğitim yazılımları hazırlanıyor mu? Okullarımız elektronik sistemlere geçip ödevler İnternet'ten, ya da okul içinde ağdan takip edilebiliyor mu? Bu soruları kolayca çoğaltabiliriz... Lafın kısası e-Türkiye alanında gelişme yok. Daha çok kişiyi bilgisayar sahibi yapmak e-Türkiye yolunda adım atmak değil. Zaten okullara alınacak bilgisayarlar da e-devlet kapsamına girer... Gelelim MEB'in öğretmenlere dizüstü bilgisayar kampanyasına. Kampanya öncesi ve duyurulduğunda da vergi düzenlemesinin yapılamamasını eleştirmiş, ihaleden çıkan fiyatın hiç de düşük olmadığını belirtmiştik. Nitekim pek çok alışveriş sitesinden ve bizzat bilgisayar dükkanlarından 50-100 YTL daha fazla verip öğretmenlere satılan bilgisayarların çok daha iyilerini yine taksitle

Türk Telekom'un 3 ve 5 GB sınırlı ADSL tarifelerinde, kullanıcılar kotalarının ne kadarını kullandıklarını birkaç saat gecikmeli olarak Türk Telekom ADSL Kullanım Bilgileri sitesi nden öğrenebiliyorlar. Fakat site son bir iki gündür değil neredeyse bir haftadır düzgün çalışmıyor. Okur e-postalarından da gördüğüm kadarıyla bazı günler kullanıcı adı ve şifreyle giriş yapılabiliyorken bazı günler "Giriş Başarısız" hatası ile karşılaşılıyor. Bu durumda, kotanızın ne kadarını kullandığınızı bilemiyorsunuz. Bu nedenle kendi sayacınızı kullanmanızı öneririm . Bu iş için pek çok program bulunmakta, örneğin DU Meter . Böylece dosya transferlerinizin boyutunu Telekom'un sitesine girmeden de takip edebilirsiniz...

Çin Hükümeti 2000 yılında İnternet haber siteleriyle ilgili yaptığı düzenlemelerin yetersiz kaldığı gerekçesiyle bu sitelere yeni kurallar getirdi. Yaklaşık 100 milyon İnternet kullanıcısı olan Çin'de iş ve eğitim dışında İnternet kullanımı üzerinde ciddi kontrol bulunuyor. Yeni düzenleme de, ulusun kalitesi, ekonomik gelişimi ve sosyal gelişmeye yardım eden sağlıklı ve uygar haberler dışındakileri yasaklıyor. Tabii tanım oldukça muallak ve daha detaylı bir açıklama yapılmıyor. Proxy kullanımı, servis sağlayıcıların engellediği siteler bir yana, İnternet'te politik düşünceleri ifade etmek de pek kolay değil. Son olarak bir Çinli gazetecinin, isminin anlaşılmayacağı bir Yahoo! e-posta adresinden gönderdiği medya kısıtlamalarıyla ilgili bir e-posta sonucu on yıl hapis cezası aldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Yahoo!'nun gazetecinin kimliğini hükümete bildirdiğini açıkladı. Aslında bu şaşırtıcı değil, Yahoo!, Google, Microsoft ve pek çok önemli bilişim firması Çin'

Klavyenin merkezindeki tuşlarla dış taraftakilerin çıkardığı seslerin farkından yararlanarak bir kullanıcının klavyeden yazdıklarını analiz etmek üzerine yapılan çalışmalar başarılı oldu. Kaliforniya Üniversitesi'nden Doug Tygar ve arkadaşları, aynı odaya yerleştirilmiş basit bir mikrofon ile klavyeden çıkan sesleri analiz ederek %96'ya varan oranda doğru tahminler yapan yazılım geliştirdiler . Bir harf ile eşleştirilemeyen sesleri dil bilgisi ve kelime veritabanı yardımıyla bulmaya çalışan algoritma başarılı oldukça bunları kaydediyor ve on dakika içinde herhangi bir anlamı olmayan şifreleri bile çözebilecek noktaya ulaşabiliyor. Yine de bu teknolojiden endişelenmeden önce yazdıklarımızı ele geçirmek için çok daha yaygın yöntemler olduğunu da hatırlatayım ki hemen komplo teorilerini kurmayalım.

Bu hafta Google ve Microsoft'a güncemde birkaç kez yer vermiş oldum. Ama bu haber ve yorumlarım "Google şu sitede şunu veriyor" gibi basit duyurular değildi. Nitekim son günlerde odaklandığım konular birbirini tamamlar nitelikte ve bizi bazı tahminlere yönlendiriyor. Sırasıyla Bill Gates'in Google'ı bir rakip olarak görmediğini, Microsoft'un AOL ile web portalı işinde ortak hareket etme isteğini duyurduktan sonra ne zamandır daha çok öne çıkarmak istediğim Web 2.0'ye değindik.Geçtiğimiz hafta içinde Microsoft kurumsal bir yenileme içine girip organizasyonunu değiştireceğini açıkladı . Ayrı başkanlar tarafından yönetilecek üç ayrı bölüme bölünecek yazılım devi, MSN web bölümünü de platform ürünleri grubu altına aldı. Bu da Google "web tabanlı platform" temasına kazandırdığı güce ve Windows masaüstünden bağımsız bilgi işlem hizmetleri olasılığına karşılık firmanın cevabı olarak görünüyor. Hele Windows geliştirme grubunun başındaki Jim Allchin'i

Google, şirketin web güncesinde çalışanların tahminlerinden ticari olarak faydalanmakta kullandığı tahmin yöntemlerinden bahsetti . Buna göre Google için önemli olan yeni ürün duyuruları, genişleme hamleleri gibi 150'ye yakın konuda çalışanlar paraya dayalı tahminlerde bulundu. Böylece olayların fiyatları gerçekleşme olasılıklarını ortaya koyuyor ve tahminlerinin hiç de fena olmadığını gururla güncelerinde yer verdikleri grafik ile gösteriyorlar. Yine de, dünyanın en büyük veritabanlarından birine sahip Google'ın elindekileri iş planı, yeni hamleler, vb. ticari konularda tahmin için kullanmaması beklenemez. Zaten milyarlarca web sayfasının içeriğini indeksleyen Google, İnternet'in ve dolayısıyla kullanıcıların tercihleri ve neyin ne zaman talep edilebileceği ile ilgili, olasılığı hiç de düşük olmayan tahminler yapma şansına da sahip. Kuşkusuz bu da Google'ın ümit vaat eden bir şirket olmasını sağlayan faktörlerden biri.

Bir süredir Byte Türkiye dergisinde yazılarımın yer almadığını gören okurlarımdan bazıları doğru tahmin etti. Son günlerini geride bıraktığımız yaz döneminde Byte Türkiye dergisi ile yollarımız ayrıldı. Bu ayrılıktan bir süre sonra da dergi, Dünya Yayıncılık A.Ş. altında faaliyet göstermeye başladı. Byte dergisi yayın hayatına geri döndüğünde büyük bir risk alarak ve Türk bilişim sektörünün büyüyeceğine inanarak okurların karşısına çıkmaya karar vermişti. Bu "yeniden doğan" derginin ilk üyelerinden biri olduğum için çok memnunum. Nitekim henüz genç olan dergide en eskilerden biri olarak kalmıştım. Dergilerde yazdığım yazıları da bu sitede, özellikle dosya konuları bölümü nde bilgisayar kullanıcılarının faydalanması amacıyla yayınlıyorum. Sitenin şu anda okumakta olduğunuz Günce bölümünde ise bilişim sektörüne daha profesyonel, bazen politik açıdan yaklaşıp yorumlar yapıyorum. Türk bilişim sektörü, maalesef bilişimin ve bilgi toplumu olmanın önemini anlamadığımızdan, bir türl

İki gündür hafifçe web platformundan ve bu platform üzerinde yapılmaya çalışanların savaşından da bahsetmiş oldum. Dediklerimin arasından özellikle bununla ilgili olanları öne çıkarmak istiyorum. Web günceleri bildiğimiz gibi, zaten kolay olan web yayıncılığını inanılmaz derecede basitleştirdi, herkesin iki satır karaladığı "mini web siteleri" oldu. Ülkemizde EkşiSözlük'ü örnek gösterebileceğimiz topluluk siteleri dünyada daha da çeşitleniyor, genişliyor. İnsanlar fotoğrafları, yazıları sitelerde paylaşıyor, bunları betimleyen kısa etiketler yazıyorlar. Sonra bu etiketlerden arama yaparak aynı şeyi aynı etiketle işaretleyen başkalarıyla etkileşiyorlar. Daha da ötesinde, sadece etiketleri, kısayolları, notları toplayan siteler... Lafın kısası, artık "web alanları" değil "benim alanım" İnternet gezgininin temel çıkış noktası. Kendi eğlencesini kendisi ya da kendisi gibilerle bir arada yaratan kullanıcılar, sesli günceler dinliyor, kaydediyor, bir şeyleri

Her ne kadar Bill Gates Google'ın kendisini hiç endişelendirmediğini söylese de Microsoft'un web üzerindeki varlığını farklı bir konuma taşımayı da ciddi ciddi düşünüyor. ABD'de İnternet bağlantısı satan Microsoft, bu işi ve MSN web portalını stratejik olmaması ve web üzerinde içerik sunmaya değil, arama, vb. servislere odaklanmak istemesi nedeniyle elden çıkarmak istiyordu. Yahoo! bu teklife ilgi göstermezken ABD'nin en büyük İnternet servis sağlayıcısı AOL Microsoft ile bir ortaklığa gitmeyi ciddi ciddi düşünüyor . AOL sadece bağlantı hizmeti alan abonelerine özel içerik sunmaktan vazgeçmiş ve özellikle Time Warner üzerinden gelen içeriği tüm İnternet kullanıcılarına sunarak reklam pazarından daha büyük pay kapmaya çalışmaya karar vermişti. Şu anda AOL'un sitesinde aramalar Google motoru ile yapılıyor ve Google reklam gelirlerinin %11'ini AOL sayfalarında gösterdiği ilanlardan kazanıyor. MSN ile birleşme gerçekleşirse aramalar da MSN ile yapılacak ve Google

Microsoft'un Yazılım Geliştiriciler 2005 Konferansı'nda Bill Gates, yazılım geliştiricilerin Windows Vista'ya ilgisini canlandırmaya çalıştı. News.com da konferans sonrası Gates ile detaylı bir röportaj yayınlayarak Microsoft'un yönü ve Gates'in kişisel görüşlerine yer verdi . Gerek amatör olarak bilişim dünyasıyla ilgilenenlerin, gerekse de bu dünyada profesyonel olarak yer alanların ve almayı hedefleyenlerin çok önemli bilgiler elde etmeyecek olsalar dahi bazı ipuçları alacağını düşündüğüm bir röportaj. Gates, PC'yi değil İnternet'i taban alarak uygulama geliştirme yöneliminin henüz abartıldığı kadar güçlü olmadığı görüşünde. Bu doğrultuda Google'ın da onlara tam bir rakip olmadığını, ayrıca firmanın henüz başkalarına, üstünde yazılım geliştirecekleri bir platform sunmadığının altını çiziyor. Tartışılacak bir şekilde de, iki firmanın sloganını şöyle farklılaştırıyor: "Google dünyadaki bilgiyi düzenlemeyi, biz ise insanlara düzenleyici aletler sunm

Teknoloji firmaları, 2000 yılındaki tepe noktasındaki kadar olmasa da, yeniden hızlı bir şekilde birleşme ve satın alma yönüyle güç birleştiriyor. Geçtiğimiz günlerde bilişim dünyasının gündemine baktığımızda, daha önce PeopleSoft'u yaklaşık 10 milyar dolara alarak kurumlara anahtar teslim çözümler sunma yolunda daha güçlü olmayı hedefleyen Oracle, bu hafta da diğer bir rakibi Siebel'i yaklaşık 5,8 milyar dolara alacağını duyurdu . Böylece müşteri ilişkileri yönetimi alanında pazarda fazlasıyla güçlü bir konuma ulaşacak Oracle'ın SAP dışında pek bir rakibi kalmayacak. Öte yandan açık arttırma sitesi eBay de, VoIP hizmeti sunan Skype'yi 2,6 milyar dolarlık bir anlaşmayla alacağını açıkladı . eBay'in Skype'yi kendi hizmetlerine ne oranda ekleyeceğini zaman gösterecek, şu anda ilk yorumlar firmanın VoIP pazarında yer almak istediği şeklinde. Bu hamleler ile 2005 yılının geride bıraktığımız döneminde teknoloji firmaları arasında 110 milyar dolarlık birleşme ve sat

Uzun mesafe telefon hizmeti sunma amacıyla, sektör serbestleştikten sonra kurulan UMTH firmaları Türk Telekom 'un uygulamaları nedeniyle haksızlığa uğradıklarını belirterek Telekomünikasyon Kurumu 'na başvurmuşlar, TK da yıl başında çağrı sonlandırma ve taşıma ile ilgili kararkar almıştı. Türk Telekom bu kararların iptali için Danıştay'a başvurdu. Fakat, bu başvuru Danıştay tarafından görüşüldükten sonra reddedildi . Böylece Türk Telekom, çoktandır uyması gereken yeni düzenlemelere uyum sağlama konusunda yeni adımlar atmaya mecbur kaldı. Maalesef Telekom özelleştirilmesine odaklanırken, sektörün serbestleşmesinin önemini kaçırıyoruz. Bu son karar, rekabetin artması açısından önemli. Böylece özelleştirme sonrası "özel tekel"in haksız uygulamaları elenebilecek.

Akıllı cep telefonlarını kullandıkları dosya sistemi ile bilgisayara benziyorlar. Bu tip telefonlar yüklenebilen dosya yöneticisi yardımcı programlarla, cepteldeki tüm klasör ve dosyaları gezmek, değiştirmek mümkün. Böylece bellek tasarrufu, operatör logosu ve sil sesi değiştirmek gibi derin ayarlar dahi mümkün oluyor. Ekran görüntüsü almak, "telefonu yeniden başlatmak" da Eylül ayının dosya konusunda... Telefonun Derinliklerine İnin...

Teknolojiden uzak kaldığım son haftanın iki gününü Marmara Denizi'nin güneyindeki Marmara ve Avşa (diğer adıyla Türkeli) adalarında geçirdim. İstanbul Boğazı'ndan Marmara sularına girilmeyeceği kafamızda öyle bir yer etti ki bu olumsuzluktan yola çıkarak çoğumuz Marmara'nın tümünün artık kirli bir deniz olduğunu düşünüyoruz. Halbuki yaklaşık 2-3 saatte ulaşılan bu adalar mükemmel bir seyir zevki sunan kıyıları ve berrak suları ile Ege Bölgesi'ndeki tatil yörelerine ciddi bir yaz tatili alternatifi olabilirler. Avşa daha turistik ve deniz/güneş odaklı bir tatil olanağı olarak dururken Marmara İstanbul'daki adalarımızı hatırlatır vaziyette mütevazı yerleşim birimleri, köyleri ve tarım yapılan ovasıyla kültür turizmi meraklılarına daha uygun. Ayrıca Marmara Adası'nın son derece büyük olduğunu, iki burnu arasında 18 km. mesafe olduğunu da belirtmeliyim. Eylül ayı ile birlikte turizm sezonu biten adada bu nedenle ulaşım gibi bazı sorunları taksiyle çözmek zorunda kal

En büyük bilişim etkinliğimiz CeBIT Avrasya Bilişim Fuarı Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi'nde başladı. 11 Eylül Pazar akşamına kadar sürecek fuar bilişim sektörü açısından kuşkusuz çok önemli. Fuarın açılışını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Türkiye'de bilişim sektörü değil bilişim pazarı var, yabancıların paylaştığı bir pazar. Pazar olması iyidir, ama bizim kendimizi daha da geliştirmemiz lazım" şeklindeki ifadeleri çok önemli bir saptama. Ama bu saptamanın sonuçlarının uygulamada görülmesi lazım. Başlıkta "bu sene daha olumlu" dememin de bir nedeni bu zaten. Önceki yıllarda 2-3 ana temadan biri olan e-devlet bu sene o kadar önde değil. Bu da neden önemli, zira e-devlet, son kullanıcılar ve şirketler bilişim harcamalarını kıstığı dönemde bazı büyük sektör firmalarının satış hedeflerini yakalaması için devlete bir şekilde teknoloji, bilgisayar satması olarak karşımıza çıkıyordu. Sınırlı sayıda insan olarak biz ise, "Önce e-devlet de

Türk Telekom özelleştirmesi iptali için gösterilen gerekçelerden biri, Telekom'a son dakikada CDMA hakkı verildiği yönünde idi. Bu konuda gerek Telekomünikasyon Kurumu (TK) , gerekse de diğer kurumlardan rahatlatıcı haberler gelmiş ve avantaj sağlayacak bir imtiyaz olmadığı belirtilmişti. Fakat, kırsal alanda sabit hat çekerek ulaşamadığı ya da ulaşmakta zorlandığı bölgelerde kullanmak için CDMA-WLL hakkını alan Türk Telekom geçtiğimiz ay ortalarında bu hakkı çeşitli gerekçeler göstererek iade etmişti . Bu da özelleştirme sürecinde hakikaten yanlışlar mı yapıldığı, şimdi bunların önemsiz gösterilmesi için mi bu adımların atıldığı yönünde şüpheler oluşturmuştu. Bu iadeden sonra, benim gözden kaçırdığım ama medyada da pek yer bulmadığından hala burada yer verme gereği duyduğum bir gelişme daha oldu. TK da, Türk Telekom'un iade ettiği kablosuz erişim hizmeti hakkını iptal etti . Ayrıca geçtiğimiz hafta medyayla bir araya gelen Oger Telecom yetkililerinden çok da detaylı bilgiler

Özellikle Yahoo!, MSN ve Google arasında artan rekabet bu firmaların birbirlerinin hamlelerine hızla yanıt vermelerine neden oluyor. Farklı ülkelerdeki kullanıcıları da kendilerine çekmek isteyen bu devler, yerel hizmetler sunuyor. Geçtiğimiz aylarda MSN'in Hotmail'i, ardından da Yahoo! Mail Türkçe arabirim seçeneği sunmaya başlamıştı. Google'ın hala beta aşamasında olan ve sadece davet ile hesap açtığı GMail posta hesabı, sunduğu 2,5 GB kapasite ve hızı ile dikkat çekiyor. GMail davetiyesi için bana iletişim sayfasından ulaşabilirsiniz. Şimdi de GMail, arabirimini Türkçeleştirdi. Tüm ülkelerde, kullanıcıların kendi dillerinde, kendilerine özgü içerik talebi ciddi boyutlarda olduğundan uluslararası şirketler bunu görmezden gelemiyor. Bu durumda, bizim de Türkçe alternatifi varken bir hizmeti başka dilde kullanmayarak Türkçe'ye verilen önemi ve Türkçe bilen elemanlara olan talebi güçlü tutmamız gerekiyor. GMail'i Türkçe yapmak için e-postalarınızı görüntüleyen sayfan

Avrupa'da yavaşça yaygınlaşan, Asya'da ise kullanıcıların tüm nimetlerinden fazlasıyla yararlandığı 3. Nesil ceptel şebekeleri üzerinden Türkiye'deki ADSL hızlarına rakip hızlarda dosya transferi yapılabiliyor. Böylece çoklu ortam dosyalarının transferi çok daha çabuk ve böylece yayın akıcı oluyor. TV yayınları, görüntülü konuşma böylece mümkün. Ülkemizde ise, "3. Nesil için hala erken" diyen yöneticilerimiz var. Ama Japonya ve Çin şimdiden 4. Nesil üzerinde ortak çalışmalar yapma anlaşması yaptı. Japonya'nın büyük ceptel operatörlerinden NTT DoCoMo, 4. Nesil şebeke testlerinde şaşırtıcı derecede yüksek hızlara ulaştı. Testlerde, şebeke ile İnternet bağlantısı kurmak için cep telefonları birden fazla radyo frekansı kullandı, ayrıca birkaç baz istasyonuna birden bağlandı. 2010'da 4G yani 4. Nesil hizmetini ticari olarak vermeyi hedefleyen NTT DoCoMo, bu test yapısını mutlaka milyonlarca kullanıcıya aynı anda hizmet verecek şekilde geliştirecektir. Yapılan t

Sonbahar gelirken ben sıcak yerlerde kalmak istedim. Eylül ayının kitabı da bu doğrultuda Özcan Yurdalan'dan " Mavi Çöl Pakistan Yolculuğu Sarı Otobüs 2 ". Ayın şiiri ise Goethe'nin " Tekrar Buluşma "sı. Web siteleri ise pek çok siteyi listeleyen Blog Kardeşliği ve the Onion . Ekim için önerilerinizi bekliyorum...

Sabit hat telefon altyapısının sahibi olan Türk Telekom bu alanda doğal tekel. Ülke çapında kurulan şebeke için gereken yatırımın büyük olduğu bu gibi alanlarda "doğal tekel" durumu doğuyor. Öte yandan artık metro İnternet gibi yeni teknolojiler, yeni altyapılar da gündemde. Her ne kadar her türlü altyapının özel işletmeciler tarafından kurulması aynı yatırımların birden fazla ve refah kaybı yaratacak çoklukta kurulması korkusunu barındırsa da, Telekomünikasyon Kurumu'nun altyapı işletmeciliğine yönelik düzenlemeleri içeren yönetmeliği Başbakanlık'a göndermesi önemli ve ümit veren bir gelişme. Hele Türk Telekom'un arabağlantı ve şebeke üstünden ek hizmetler için istediği ücretler ve sektörün bir türlü serbestleşemediği düşünülürse...