Kayıtlar

Ocak, 2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cep Telefonu Bilgisayarınıza Modem Olsun

Cep telefonu üzerinden İnternet'e ulaşmak artık çok daha bilinen bir yöntem. Fakat pek çok kişiyi zorlayan bir süreç. Yeni dosya konusunda telefon, GPRS ücretleri, operatör seçimi, telefonla bilgisayarı bağlama alternatifleri ve telefonu bilgisayara modem olarak tanıtma adımlarını basitçe ve tek tek ele alıyoruz »

Niye Web Güncesi Tutmuyoruz? Türkçe İçerik Bloglarla da Artabilir...

Web güncelerinin ya da blogların ortaya çıkış döneminde fazla yazmamış olsam da dev dalga gelmeden bir hayli önce bu yöne ilgi çekmeye çalışmıştım. İnternet'in temellerini atan bazı kişilerin de "asıl şimdi katılımcı bir ortam ortaya çıkmış oldu" demesini sağlayacak kadar önemli olan web günceleri bilgisayar kullanımı tecrübesi çok kısıtlı olanların bile son derece kolay ve çabuk biçimde kişisel yayın yapabilmesini sağlıyor. Web günceleri üzerine okumakta olduğum bir kitap ve araştırmalarım kafamda yeni düşüncelerin şekillenmeye başlamasına neden oldu, bu nedenle önümüzdeki haftalarda çeşitli aralıklarla bu konuyu irdelemek istiyorum. İlk aklıma takılan ise, dünyada 25 ila 100 milyon arasında olduğu tahmin edilen web güncelerinin neden ülkemizde yaygınlaşmadığı. Okumayı sevmediği, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğu, dinlemeden konuştuğu, okumadan yazdığı iddia edilen Türkler niye istedikleri telden çalabilecekleri kişisel web yayınlarına başlamıyor? Eskiden bir yayı

'Google Code'dan Profesyonellere 1 Milyar Sayfadan Elde Edilmiş Web Kodlama İstatistikleri

Web yayıncıları için önemli ve ilginç bir çalışma, Google'ın açık kaynak yazılım bölümü Google Code altında yayınlandı. Taranan web sayfalarından yaklaşık 1 milyarını inceleyen çalışma yla elde edilen sayfa unsurları, meta etiketleri, tablolar, resim ve link kullanımı ile ilgili rakamlar konuyla ciddi olarak ilgilenenler için ilgi çekici olacağı gibi aynı zamanda okurun kendi hazırladığı sayfa dışında dünya üzerindeki pek çok sitenin neyi nasıl yaptığı ile ilgili ipucu almasını sağlaması açısından da faydalı. Öyle ki, title etiketinin br etiketinden daha sık kullanıldığı gibi sonuçlara bile varmak mümkün, yalnız sonuçları grafik halinde görebilmek için SVG ve CSS destekli bir web tarayıcısı kullanılmalı, Internet Explorer 6 bu açıdan yetersiz kalıyor. Örneğin Firefox 1.5 kullanabilirsiniz. Sayfada, daha önce yapılmış diğer araştırmalara da link verilmiş.

Birleşmiş Milletler 100 Dolara Dizüstü Projesini Kemal Derviş ile İmzalıyor, Derviş Projeyi Türkiye'ye Duyursa...

Belli aralıklarla ele aldığım 100 dolara dizüstü bilgisayar projesi bir türlü Türkiye'nin gündeminde hak ettiği ilgiyi çekemiyor. Düşük orta gelirli ülke grubundan çıkmaya çabalayan, BM insani gelişmişlik listesinde ilk yüzden çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkiye, gelişmemiş ülke öğrencilerine ucuza bilişim hizmeti sunacak böylesi ciddi bir projeyi görmezden geliyor, bizzat tecrübe ettiğim gibi firmalarımız, kamu kurumlarımız günlük kullanımda ve depolarda bilgisayar çöplüğü yaratıyorlar. Gündemde Davos 2006 Ekonomi Forumu varken bakalım konu nerelerde yer bulacak. Zira projenin fikir babası Nicholas Negroponte ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Forumu Başkanı Kemal Derviş bir araya gelecek ve BM projeyi resmen desteklediğini açıklayacak . Dizüstü bilgisayarların dağıtımı konusunda iş birliği yapılacak. Acaba ülkemizi bu fırsattan ne şekilde haberdar etmeli, Kemal Derviş Davos'ta bizim yöneticilerimize konuyu bir hatırlatsa? Tabii karşılaşırlarsa...

Habertürk Ideefixe'i Rezil Ededursun, Korkutma Kültürüyle Bilişim ve e-dönüşüm Sözde Kalsın

Medyanın yasama, yürütme ve yargıya eklenen dördüncü kuvvet olduğu günümüz dünyasında bu sayede geniş kitlelere ulaşanların gerçekten de ellerindeki gücü doğru, nesnel ve idealist bir biçimde kullanmaları gerekiyor, aksi halde kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor, ülkedeki bazı bireyler avantaj kazanıyor, diğerleri olumsuz sonuçlara maruz kalabiliyor. Son olarak geçen hafta haberturk.com üzerinden Melih Meriç'in İnternet alışveriş sitesi ideefixe.com'u nasıl yerden yere vurduğunu okudum. Meriç, Yurtsan Atakan'ın bir cümlesini kullanarak her şeyin İnternet üzerinden olmaya doğru gittiğini, kendisinin manav alışverişini bile Migros'un sitesinden yaptığını anlatıyor, ama ideefixe'den verdiği siparişi bir türlü teslim alamayaşından yakınıp firmayı İnternet işinden çıkmaya davet ediyordu! Siparişinin bir türlü eline ulaşmamasından hareketle alışveriş sitesinin envanter tutmamasını eleştiriyor. İşte tüm bunlar ülkemizin niye bazı değişimlere uyum sağlayamadığına yeni bir örne

ABD Adalet Bakanlığı Google'dan Arama Kayıtlarını İstedi, Yahoo, MSN, AOL Vermişken Google Vermem Diyor, Mahremiyet Tartışılıyor

ABD Yönetimi'nin İnternet ile ilgili hamleleri gün geçtikçe daha detaylı ortaya çıkmaya ve şüphe oluşturmaya başlıyor. 30 Aralık'ta aktardığım Ulusal Güvenlik Kurumu'nun " cookie " kullanması haberinin ardından, son olarak birkaç gün önce Google, ABD Adalet Bakanlığı'nın kendilerinden istediği arama verilerini vermeyeceğini açıklayınca , böyle bir talebin olduğu ortaya çıktı. Terörizm ile savaşmak için aldığı önlemleri savunan Beyaz Saray, bu seferse cinsellik üzerinden kötü niyetli yayın yapan sitelerle ilgili olarak bu girişimde bulunduğunu açıkladı. Öyle ki, 1998'de üst mahkeme site sansürleme girişimlerini engellercesine, çocuk, vb. yazılım süzgeçlerinin yeteri kadar etkili olduğuna karar vermişti. Fakat şimdi hükümet, yapılan aramalar ve çıkan sonuçlar arasındaki "kötü" siteleri ölçerek süzgeç yazılımlarının işe yaramadığını kanıtlamak istiyor. Konu, kullanıcılarının kişisel mahremiyetlerini, gizliliklerini taciz etme potansiyeli olduğundan

Web 2.0 da Yeni Bir İnternet Balonu mu? Web 3.0'a mı Geçsek!

Web 2.0 hakkında çok detaylı yazmasam da Google, Microsoft ve Yahoo!'nun hamlelerinden bahsederken, Google ile Microsoft rekabeti spekülasyonları değerlendirirken artık iki platformun, masaüstü ve İnternet, karşı karşıya geldiğinden söz etmiş, Web 2.0'ı oldukça basit bir dille örneklemiştim. Yeni İnternet uygulamalarının platform ve teknik altyapıları dışında kullanıcılarından aldıkları destek ile daha sosyal bir ortam yaratıp bundan da kendi güçlerini arttırdıklarını biliyoruz. Fakat Google ve Yahoo!'nun sosyal çevre kurma odaklı girişim ve siteleri pahalı satın almalarla bünyesine katmaları ve benzer gelişmeler bazılarının kafasında "yeni bir balon" mu korkusu yarattı. Web 2.0 hakkında sıklıkla yazan, konferans düzenleyen Tim O'Reilly "Web 2.0 Nedir" yazısını ( İngilizce orjinal / Türkçe çeviri ) bu nedenle sadece iki buçuk ay önce yazdı. Balon korkusu yaşayan ve bu konuda yazan Jeffrey Zeldman'ın "Web 3.0" yazısı tekrar konuyu düşü

Klavyenizde Klozetten Fazla Bakteri, Mantar Olabilir

İsveçli PC dergisi "PC För alla"nın yaptırdığı araştırma korkutucu sonuçları gözler önüne serdi. Buna göre sıradan bir bilgisayar klavyesinin santimetre karesinde 33 bin bakteri bulundu. Hatta aynı alanda 3100 mantar bulunabildiği yazıldı. Bir tuvalet klozetinde ise 130 bakteri olduğuna dikkat çekilen yazı, en azından ilk aşamada çok kişinin kullanımına açık bilgisayar klavyelerini kullananların ellerini yüzlerine sürmemesini sağlayacak olsa gerek.

Web Sitelerini Saniyesinde Beğeniyor ya da Sevmiyoruz

Behaviour and Information Technology Journal'da yayınlanan bir araştırma, bir web sitesinin tasarımını ilk anda değerlendirip karar verdiğimizi ortaya koydu . Deneklerden, 50 milli saniyeliğine gösterilen web sayfaları hakkında yorum yapmaları istendi, yorumlar not edildi. Daha sonra aynı siteler daha uzun süre deneklerin kullanımına sunuldu ve fikirleri soruldu. Sonuçlar şaşırtıcı derecede birbirine yakın çıktı. Ayrıca tasarımını beğendikleri sitelerin içeriklerini de daha olumlu değerlendirmeye meyilli oldukları görüldü. Bu da "içerik hala kral" olsa da tasarımın tümden bir yana bırakılmaması gerektiğini gösteriyor.

Fransız Alman Ortak Girişimi Arama Motoru Quaero Diğerlerine Rakip

Financial Times'ın makalesine göre , Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac yeni yıl söylevinde, ilk gerçek çoklu ortam arama motoru olarak adlandırdığı Quaero'yu, Google ve Yahoo!'ya rakip olarak kullanmaları gerektiğini belirtti. Fransız-Alman ortak girişimi olan ve kamu kaynaklı araştırma-geliştirme fonlarıyla kurulan Quaero'nun, büyük maddi olanakları, marka bilinirliği olan Kuzey Amerikalı ve hatta Doğu Asyalı girişimler karşısında ne kadar başarılı olacağı merak konusu. Metin tabanlı arama pazarında pay alması zor olacak olan Quaero, ses, resim, fotoğraf gibi görüntü ve video aramada öne çıkmak istiyor ki bu alanda henüz bir "kazanan" yok. Örneğin ses dosyalarının içinin taranıp sözcüklerin okunması ve kaydedilmesi gibi metotlarla çözümler bulunmaya çalışılıyor. Kapitalist iktisat düzeninde eskiden oldukça başarılı olan Avrupa insani bir düzen kurma amacıyla sosyal devlet olmaya da önem verdi, ama ABD'nin daha esnek ve çalışanlara güvenlik sunmayan ikti

Şehir Tiyatroları'nda "Kanlı Nigar"

Hafta sonunu sanata ayırıp önce İstanbul Modern 'i gezip, sonra şehir tiyatroları nda Kanlı Nigar'ı izledim. İstanbul Modern'i bu saatten sonra anlatmaya gerek yok, ama özellikle Kanlı Nigar'ı önermeden edemeyeceğim. Aslında bir karagöz oyunu olan Kanlı Nigar birkaç on sene önce tiyatro oyunu olarak hazırlanmıştı, ama şu anda oynanan oyun oldukça güncellenmiş bir yapıt. Bu müzikal komedide müzik oyuncuların "oyun" performansını örtmediği gibi, espriler de zorla iliştirilmiş gibi durmuyor. Tanıdık yüzlerin seyirciyle samimi bir havada bütünleşmesi bana şanslı bir günümde olduğum izlenimi vermedi, oyunun her sergilenişinde salonla bütünleştiğini anladım. Öte yandan devletin sanatı halka indirmesiyle ilgili ve tiyatroyla bağlantılı daha da önce yazmıştım, bu sefer bir kez daha canımı sıkan diğer bir konu ise ucuz biletlerle seyirciye sanat sunulurken aynı sokağa araba bırakmak için bir bilet parası, hatta daha yüksek ücretler ödenmesi. Düzensiz, plansız karar alm

Matematikle Her Şeyin Modellendiği Bir Döneme Doğru...

Bilişim teknolojilerinin günlük hayatta daha geniş yer bulmasıyla ölçülemez hale gelen çoklukta veri el değiştiriyor, depolanıyor ama geri dönüp yorumlamak ender yapılan bir aktivite oluyor. Bu nedenle bu veri okyanuslarından bir şey çıkarabilmek için veriyi otomatik olarak inceleyip modeller kuracak, varolan modellere göre yorumlar yapacak sistemler gittikçe değer kazanıyor. BusinessWeek " Matematik Dünyanı Sarsacak " makalesinde, matematiğin yükselişini derinlemesine inceliyor. Artık MBA dereceli olanlardan daha çok kazananların matematik mühendisleri olduğuna dikkat çekiliyor. İki yüz milyonun üstünde kullanıcı bilgisi saklayan Yahoo! gibi firmalar ellerinde büyük bir şeyin olduğunun farkında ama bu şeyi ne şekilde kullanacaklarını bulmaya çalışıyorlar. Çoktandır makaleleri, yazıları tarayıp matematiksel değerlere çevirip haber, yorum, eğilim satan firmalar var, ve şimdiden iyi para kazanıyorlar. Tabii modellenmesinde zorluk olan şey insanlar ve davranışları. Şimdilik çalı

Programlama Bölümü Yenilendi: Diziler ve Kontrol Yapıları

Programlamaya Giriş bölümünün beşinci konusu programlamanın olmazsa olmazları Diziler ve Kontrol Yapıları. Dizilerin yanında koşul ve döngü yapıları gibi kontrol yapılarını inceleyen yeni yazı cihansalim.net/programlama adresinde...

Yepyeni, Ücretsiz ve Türkçe Bir İşletim Sistemi Denemek Bayram Tatili İyi Fırsat

Linux sürüm 2.6.10 çekirdekli KDE 3.3.2 masaüstü ortamı sunan açık kaynak kodlu, tamamıyla ücretsiz Türkçe işletim sistemi Pardus yaklaşık üç hafta önce kullanıma sunuldu. Microsoft Windows işletim sistemine rakip olan Linux, sunucu alanındaki kazanımları kadar olmasa da masaüstü rekabetinde de gittikçe güçleniyor. Ülkemizde Linux'un son kullanıcı kullanım oranı düşük, bu nedenle de Türkçe ve gelişmiş özellikler sunan bir yerel sürümünün hazırlanması gerçekten önemli. İşte Pardus'un 1.0 sürümü de bu bayram tatilinde, bilgisayar başında olanlar için iyi bir deneme fırsatı sunuyor diye düşünüyorum. İçinde OpenOffice yazılımı da barındıran, yani ücretsiz Office uygulamaları sunan CD'yi www.uludag.org.tr 'den indirebilirsiniz. Sitede Pardus hakkında daha detaylı bilgi, kurulum ve kullanım hakkında yardım elde edebilir, "Ürünler" sayfasında Pardus'un en güncel sürümünü elde edebilirsiniz.

Intel İşlemcili Apple Macintoshlar Hazır!

Apple'ın Motorola, IBM gibi firmalara hazırlattığı merkezi işlem birimi (CPU), geçen yıl açıklanan işbirliği sonucu 2006 ortalasında hazır olmak üzere Intel tarafından tasarlanacaktı. Bir zamanlar Intel'in Pentium işlemcisini salyangoz olarak resimleyen reklam kampanyası yapan Apple'ın bu tarihi kararının ilk sonuçları beklenenden de çabuk meyve verdi ve Intel'in yeni Core Duo işlemcileriyle çalışacak MacBook Pro dizüstü ve yeni iMac masaüstü Macworld Expo'da duyuruldu. Böylece Intel mikro işlemci pazarındaki gücünü arttırmasını sağlayacak bir anlaşmaya ne kadar ciddi yaklaştığını da göstermiş oldu, zira dizüstünde henüz olmasa da masaüstü bilgisayarlarda büyük rakibi AMD'ye pazar liderliğini kaptırma tehlikesini ciddi olarak yaşamaya başladı. Bu arada, başarılı MacOS işletim sistemini kendi donanımlarına uygun hazırlayan Apple'ın bundan böyle Intel kullanacak olmasıyla, 'Mac'lerden daha ucuz ve Intel tabanlı bilgisayarları olanların kırılmış MacOS

e-Devlet Siteleri e-Muhbir Gibi

Dün e-devletin kurumlar arasında etkin kullanılabilir hizmetler vermesinin önemine dikkat çektim. Bugün de, e-devlet sitelerinden bir kişinin seceresini dökmenin mümkün olduğu ile ilgili bir yazı okudum, yazıya buradan referans ve link vermek istemiyorum, zira gerçekten de örnek olarak listelenenleri bir kişinin daha öğrenip yapması beni korkutuyor. Zira bir kamu kurumu sitesinden elde edilen bilgi diğerinde kullanılarak, oradan elde edilen üçüncü birinde kullanılarak bir kişi hakkında fazlasıyla detaylı bilgilere ulaşmak mümkün. En basitinden bir kişinin vergi borçlarını elde etmek, adresinden özel kimlik bilgilerine çeşitli verilere ulaşıp bunları daha sonra kötü amaçlı kullanmak mümkün. İşte bu nedenle çok eskiden beri sürekli ilgilendiğim konulardan olan e-devlet uygulamalarının doğru tasarlanması çok önemli. Bir yanda insanlara kağıt toplatıp oradan oraya imza için koştururken öte yandan hakkımızdaki bilgilerin kolayca ulaşılabilir olması gerçekten düşündürücü...

İleri Geri Kağıt Taşıttırıp İmza Toplatırken e-Devlet Nerede

Sadece kamu kurumları için değil, pek çok organizasyon ve kuruluşa kayıt, iş başvurusu, vb. onlarca işlem için güncellenmiş bir sürü belge isteniyor. Sonuçta her gün sayısız insan oradan oraya kağıt alıp imzalatmak için koşuyor. Ülke olarak hem bürokrasiden sıkılıyor, hem de onsuz yapamıyoruz. İnsan sağlığına zarar verdiği iddia edilen röntgen filmlerini her iş için çektirmek zorunda kalıyoruz, saatler akıyor, insan hayatından zaman kaybediyor. Tabii tüm bunlar olurken bir kişinin bilgilerine merkezi bir noktadan ve bir bilişim sistemi üzerinden ulaşılamaması asıl benim ilgimi çeken şey. Üstüste her büyük "Bilişim" fuarında ana konu ya da konulardan biri e-devlet oluyor. Nelerin yapıldığı ve yapılmaya başlandığı anlatılırken yeni projeler tanıtılıyor, bilişim sektörü de kamu harcamalarından payını almış oluyor. Peki asıl e-devlet uygulamaları vatandaşı da rahatlatacak uygulamalar olmak zorunda değil mi? Pek çok kamu kurumuna ek olarak özel şirketler de bizden istedikleri bilg

Güneş Enerjisiyle Kablosuz İnternet Hizmeti Sunan Sokak Lambaları

Singapur merkezli StarSight teknolojisinin Avrupa dağıtım haklarını alan Compliance Technology firması İskoçya'da Abertay Üniversitesi'nde kısa süre içinde kablosuz İnternet hizmeti verecek sokak lambaları yerleştirme projesi olduğunu açıkladı. Maliyeti yüksek olmayan sistemde sokak lambaları kapalı havada bile güneş ışınları ile kendi enerjisini elde edecek ve bağlı olduğu İnternet altyapısını kablosuz olarak yakın mesafede erişilebilir kılacak. Böylece belediyeler de sokak lambalarından İnternet geliri elde edebilir, ya da 2005'te ABD'de temelleri atılan projelerde hedeflendiği gibi şehirde ücretsiz kablosuz İnternet hizmeti verilebilir. Hem teknoloji hem de hizmet alanında böylesi gelişmeler olurken biz ise İnternet erişimini bir tekele bırakmış, hangi hayra alamet anlaşılmayan bir gidişattayız.

2005 de Bitti, Telekomünikasyon İki Yıldır Serbest!

2004'ün ilk günü, bilişim dünyasında heyecanla bekleniyordu, zira iletişim alanında önemli bir gelişme planlanmıştı: Telekomünikasyon pazarı tam rekabete açılacaktı, örneğin devlet tekeli olan Türk Telekom'un tek operatör olma avantajı kalmayacaktı. Fakat bugün geriye baktığımızda, özellikle de Türk Telekom odaklı düşündüğümüzde çok az gelişme olduğunu görüyoruz. Uzun mesafe telefon hizmeti vermek için pek çok firma lisans aldı, ama ardından bunlara TT ile arabağlantı zorunluluğu getirildi, bağlantı fiyatları o kadar yüksek tutuldu, TT de uzun mesafe görüşmelerini, yeni "Hatt" tarifeleriyle öyle ucuzlattı ki yine ülke olarak kaynakları hibe edecek konuma yaklaştık. Aynı daha ilk günlerden GSM pazarının 4-5 oyuncu kaldıramayacağını söyleyen bizlerin üzülerek izlediği Aria-Aycell birleşmesi, harcanan lisans ücretleri, yapılan yatırımlar gibi... Bunun bir açıklaması, TT'nin özelleştirilmesinde yüksek gelir elde etilmesi için gelirlerinin, dolayısıyla tekel konumunun

Fortune500 Listesindeki 20 Şirket Web Güncesi Yayınlıyor, Sıra Bizimkilerde

Fortune 500 listesinde yer alan büyük şirketlerin %4'ünün web güncesi (blog) yayınladığı hesaplandı . Kurumsallaşmış ve halihazırda halkla ilişkiler bölümleri olan bu şirketlerin bazıları sınırlı sayıda kurumsal, bazıları ise pek çok çalışanın, hatta CEOlarının tecrübelerini aktardığı bireysel günceler yayınlıyor. Web güncelerinin İnternet'in son birkaç yılına damgasını vurduğunu düşünürsek aslında şirketler için de tüketiciler ve toplumla resmi olmayan kanallar ile samimi bilgi paylaşımı fırsatı sunuyorlar. Bu konuda olumlu ve olumsuz pek çok yorum var ama en azından şu kesinki ülkemizde sınırlı sayıda böyle yayın yapan kurum ve yönetici var. (Örneklerden birini Sabancı'dan Turgut Uzer olarak daha önce vermiştim ) Çalışmayı yapan siteler, blog yayınlayan kurumların finansal durumunu ele alarak, başarılıların nı başarısızların mı günce sahibi olduklarını bulmaya çalışacak. Ama böyle bir girişim hiç de profesyonelce değil, zira sadece iki değişkenin korelasyonunu bularak yor