Kayıtlar

Kasım, 2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

.com ve .net Alan Adlarında Tekel İddiaları

ABD'ye ayrılmış ülke kodu olmayan .com ve .net alan adlarının tescilini yani satışını, ICANN ile yaptığı anlaşma sonucu VeriSign yapıyor. VeriSign kayıt işlemi için pek çok arayıcıya yetki vermiş durumda. Ekim ayında yenilenen anlaşma 2012'ye kadar bu uzantıları taşıyan adreslerin satışını VeriSign'a vermiş oldu , hem de her sene ücretlere %7 zam yapma hakkı ile birlikte. 2012'den sonra da, eğer firma batmaz ise anlaşma otomatik olarak yenilenecek. Şu anda yaklaşık 35 milyon .com alan adı olduğu tahmin ediliyor. Yenilenen anlaşmaya alan adı tescilinde tekel yarattığı iddiasıyla karşı çıkıldı ve mahkemeye gidildi . ICANN ise, tam da Vancouver'da düzenlenen haftalık bir zirvede iken bu konunun gündeme gelmesinin stratejik bir girişim olduğunu, toplantının gölgelenmek istendiğini iddia etti. Alan adları konusunda gerçekten de son dönemde oldukça karışık gelişmeler oluyor. İnternet yönetiminin de geçtiğimiz haftalarda yorumladığım BM Tunus Zirvesi'nde tartışılması

Sadece Türkiye'nin Seçtiği P-R ve UNIDT Yozlaşmış Bir Sistem (Bölüm 4)

Yurtdışı telefon görüşmelerinin yanında çeşitli yazışmalar ve mektuplara da ulaşmam konunun gerçekten de ciddi ve karmaşık olduğunu gösteriyor. 15 Ocak 2005'te, Public-Root 'un (P-R) yeni üst seviye alan adı sisteminin pazarlanması ve yaygınlaştırılması için Public-Root Ltd ile UNIDT bir anlaşmaya vardı. Anlaşma UNIDT'ye işin pazarlamasını bırakırken İnternet topluluğu karşısında olumlu bir imge yaratması ve güven kazanması için P-R sadece teknik sistemle uğraşacak ve de açık bir yönetim sistemi kurup kar amacı gütmeyen bir hareket olarak kalacaktı. UNIDT aslında P-R'ı satmada beklenenden başarılı oldu. Zira kurumsal kullanıcılar ve pek çok İnternet servis sağlayıcının yanında asıl sürpriz bir hükümetin desteğinin sağlanması idi. Türkiye UNIDT'in anlaştığı ilk ve tek ülke olmuştu. Bu seçimin politik nedenleri, teknik nedenleri kadar merak uyandırıcı. Fakat, P-R'de yaşanan sorunlar UNIDT'in başarımlarını da silmeye başladı. Öncelikle güvenilir bir kurum imges

Türk Kök Sunucu Sistemi Olarak Seçilen Public-Root Terörist veya Dolandırıcılar Tarafından mı Yönetiliyordu (Bölüm 3)

Kök sunucu ve alan adı konusunu araştırmaya devam ediyorum. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde UnifiedRoot kullanmaya başlaması bekleniyor. Peki dün ele aldığım ideal bir sistem görüntüsünde olan Public-Root sistemi niye bırakıldı. Bu konuyla ilgili teknik sorunların yanında daha korkutucu bir açıklama da var. O da P-R'ın uluslararası yönetiminin dolandırıcıların ve hatta IRA'ya destek veren kişilerin elinde olduğu iddiası. Ve bu iddiayı, reyting peşinde olarak, bir yerden duyup hemen buraya atmıyorum. P-R'u kuran ve hala tanıtımını yapan bir kişi, Cumhurbaşkanımız A. Necdet Sezer'e bir mektup yollayarak bu gelişmeleri itiraf etti. P-R'ın seçilmesinden duyduğumuz mutluluk da, her şirketin, kurumun ve tabii devletin bir anlaşma öncesi karşı tarafı araştırması gerektiği gerçeğinin unutulması sonucu üzüntüye dönüşüyor. Kök sunucu sisteminin yönetiminin ne kadar önemli ve yapılan yönlendirmelerin ne kadar ciddi olduğunu düşünerek bu gelişmeyi aktarmak istiyorum.P-R'

Türk Alan Adı ve Kök Sunucu Yönetiminde ICANN'i Şok Eden Karar, Karşı Çıkanlar (Bölüm 2)

22 Kasım'da başladığım Türk kök sunucu ve alan adı yönetimiyle ilgili yeni gelişmeleri aktarmaya devam ediyorum. Public-Root (P-R)'un kök sunucu sistemi olarak seçilmesi aslında Türkiye'nin ICANN'e cevabı olarak görünüyor. Resmi olarak açıklanmasa da, ICANN sistemine alternatif arandığının ve bulunduğunun göstergesi. Ve bu gelişme, yaptığım araştırmalar sonucu gördüğüm kadarıyla, ICANN'de ICANN'in etrafındaki kurum ve kuruluşlarda gerçekten de şok etkisi yaratmış. Aslında ICANN cephesinde yer almamak da önemli bir politik karar olarak görünebilir. Zira son Birleşmiş Milletler Zirvesi'nde yaşanan tartışma, açıkça ortaya konmasa da Çin ve Brezilya'yı ABD'nin karşı tarafında açıkça izole etmek üzere idi. Bu konuyu daha sonra detaylı incelemek mümkün, ama şu aşamada Türkiye'nin ICANN konusunda, son anda ABD'ye destek veren AB gibi davranıp davranmadığını bilmesek de, en azından olayın başından beri ABD'ye destek veren blokta yer almadığını t

Aksiyon Dizi Senaryosunu Aratmayacak Gelişme: Türk Üst Seviye Alan Adı Yönetiminde Büyük Hatalar, Açıklar (Bölüm 1)

Türkiye'nin ICANN konusunda bir tutumu olup olmadığını araştırırken daha önce yeteri kadar zaman ayıramadığım, Üst Seviye Alan Adı (ÜSAA) (TLD-Top Level Domain) konusunda ülkemizdeki gelişmeleri araştırdım. Mevcut kısıtlama ve engelleri aşma amaçlı olan ÜSAA'lara örnek olarak, www.cihansalim.net yerine www.cihansalim alınabileceğini, daha sonra da www.blog.cihansalim gibi adresler oluşturulabileceğini verebilirim.ÜSAA alan adları, Türkiye Bilişim Derneği aracılığıyla ülkemizde de dağıtılmaya başlandı . ÜSAA kayıtları, Public-Root adlı kar amacı gütmeyen organizasyon üzerinden yönetiliyor. 13 Public-Root sunucusundan bir tanesi Ankara'da bulunuyor. Bu sunucular web kullanıcısı isteklerini doğru adreslere yönlendiriyor, tüm ÜSAA kayıtlarını tutuyorlar, aynı zamanda da halihazırda kullandığımız .com.tr, vb. alan adlarını destekliyorlar.Fakat kar amacı gütmeyen, biraz da idealist olan Public-Root girişiminde çok ciddi sorunlar yaşandı. Bu sorunlar öyle bir noktadaki, Türk İnt

BM Zirvesinde 100 Dolarlık Dizüstü İlgi Odağı Oldu, Ya Türkiye?

Tunus'ta yapılan olan Birleşmiş Milletler Bilgi Toplumu Dünya Zirvesi 'nde Türkiye ne şekilde yer aldı bilemiyorum, Türkiye'nin ICANN konusunda, eğer bir tutumu varsa, bu tutumunu araştırmaktayım, elime bilgi geçince sizinle paylaşacağım.Zirve bu hafta bilişim dünyasının ilgi odağı idi. Zirvenin asıl amacı olan tüm dünyaya bilişim devrimini yayma hedefini tartışmak, İnternet alan adları yönetimi tartışmasının ardında kalsa da, 100 dolarlık dizüstü bilgisayar projesi zirvede daha da güçlü duyurulmuş oldu. Daha önce de sıklıkla bahsettiğim 100 dolara, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki öğrencilere, çocuklara dağıtılmak için üretilecek olan dizüstü bilgisayar projesi, devletlerin desteğiyle ilerliyor. Şu ana kadar 1 milyon adetlik sipariş vereceklerini belirten ülkeler beşi aştı, bunlar arasında Arap ülkeleri de bulunuyor. Zirveyle ilgili, ICANN konusunu aktaran haber ve yorumlara bugün en azından bir gazetede rastladım. Ama ülkemizin gelir durumu, gelir dağılımındaki

Firmware Güncelleyerek Donanıma Yeni Yetenek Kazandırmak

İşletim sistemi donanımlarımızla sürücü olarak adlandırılan aracılar üzerinden anlaşır. Sürücü yenilemek de bu nedenle yararlı olmaktadır. Ama sürücüden de önce, bir donanım parçası neyi nasıl yapacağını ROM belleğinde sakladığı "firmware" adlı yazılımdan öğrenir. Üreticiler üründeki hatayı yeni firmware ile düzeltip aygıta ek özellikler, yeni beceriler de katabilir. BIOS ve her türlü firmware güncellemek bu nedenle çok yararlıdır. Hangi donanım firmware'i nasıl güncellenir, Firmware Dosyasında »

BM Bilgi Toplumu Zirvesi, İnternet Alanlarının Yönetiminde Bir Yenilik Getirmedi

Tunus'ta yapılmakta olan Birleşmiş Milletler Bilgi Toplumu Dünya Zirvesi 'nin ana konusunun dijital bölünme olması, yani bilgi teknolojilerine erişim ve kullanım fırsatlarının ülkeler arasında farklılık göstermesi ve bu durumun ciddiyetinin tartışılması bekleniyordu. Fakat, alan adlarının kontrolünün ABD Hükümeti'nin atadığı ICANN 'nin elinde olması aylardır bu zirvede tartışılması hedeflenen konuydu. Bazı ülkelerin İnternet'te radikal değişikliklere yol açacak önlemler tehdidi zirvede pek de ortaya konmadı. Ve uzun süren bir toplantıdan sonra, İnternet yönetimi üzerine söz sahibi olacak bir forum kurulması kararlaştırıldı . Fakat ülkeler ve uluslararası kurumlardan oluşacak bu forum sadece söz söyleyebilecek ama herhangi bir yaptırım gücü olmayacak. ABD sözcüleri kontrolün kendi elinde kalmasından memnunken BM ve diğer bazı ülke sözcüleri bu forumun kuruluşunun da önemli bir kazanç olduğunu iddia etti. Yine de ABD Kongresi'nde bu forumu gelecek için ABD kontro

TT Resmen Özelleşti, Ama Özel Tekelin Tüketici Hayrına Hareket Edeceği Rüyası Yersiz

Türk Telekom 'un %55'i resmen Ojer Telekom'a geçti. Bazı tüketicilerin yanında birkaç yazar bile, kamu şirketi olmaktan çıkan TT'den şimdi olumlu, tüketici kaybını azaltan adımlar atmasını beklemeye başladı. Tabii ki, sosyal sorumluluk sonucu çevre, tadarikçi, hissedar, müşteri gibi "paydaşlarına" (Akademik işletme yazınında "stakeholder" tanımı yıllardır oldukça popüler ve pek çok makalenin konusu) şirketler etik davranmak zorunda. Ama ayrımı doğru yapmak gerekiyor, TT'nin bizleri abone yerine müşteri olarak görmesi bile zor oldu, hatta henüz olmadı bile denebilir. Bu anlamda, etik, müşterisine saygılı bir kurum olmasını beklemek çok doğru. Fakat benim altını çizdiğim, ADSL fiyatlarını, sabit hat görüşme ücretlerini 'makul seviyelere' indirmesi gibi beklentilere sahip olunmasının yanlışlığı. Zira iktisat bilmese de, pek çoğumuz tekel hakimiyeti altındaki piyasaların verimsiz çalıştığını, tüketicilerinden transfer ettiklerinin kendi sağla

İngiliz Hükümeti Online Kumar Reklamlarına Önlem Alıyor, Darısı Başımıza

Bir dönem futbol sahalarındaki reklam panolarında büyük takımlarımızın kumar sitelerinin reklamlarını yayınlaması tartışılıyordu. İnternet'in coğrafi sınırları ve dolayısıyla çeşitli hukuk düzenlemelerini önemsiz kılmasıyla İnternet üzerinden kumar oynatan siteler hızla çoğalmakla kalmadı, pek çok sitenin ve hizmetin ana reklam geliştirini oluşturacak kadar reklam vermeye de başladılar. İngiliz Hükümeti, bu sürecin artık çıkmaz yola girdiğini düşünerek, teşvik edici kumar reklamlarının yayınını durdurmak için çalışacağını açıkladı . Şu andaki yasalar, markalarının reklamını yapabilen kumar şirketlerinin teşvik edici reklamlarını yasaklıyor. Benzer bir uygulama ülkemizde de, özellikle böyle reklamlardan geçilmeyen pek çok site olduğunu düşünürsek, gerçekten gerekli.

AB İlerleme Raporu Telekomünikasyonda Rekabetin Altını Çizdi

Bir araştırma nedeniyle Alman telekom devi Deutsche Telekom'u incelerken, Avrupa Birliği'nin haberleşmeye, iletişime ne kadar önem verdiğini bir kez daha hatırlamış oldum. 1998'de, bu alanda rekabeti zorunlu kılan Birlik böylece devlet tekellerinin geliri azalsa bile toplumun refahını arttırmaya odaklanmıştı. Hafta içinde yayınlanan AB İlerleme Raporu'nun bilişim toplumu ve medya adlı 10. bölümünde rekabetin önemine bir kez daha dikkat çekildi . Türk Telekom'un özelleştirilmesinden daha önemli olanın serbestleşme ve rekabet olduğunu, tekel konumda bir firmanın tabii ki kendi çıkarını maksimize edeceğini hep yazıyorum. Ama bunu farkedenlerin sayısı maalesef yetersiz. Peki bu hedeflenen sonuca nasıl ulaşacağız, Telekomünikasyon Kurumu ve Rekabet Kurumu gibi düzenleyici kurumların sektör üzerindeki gücü ve yaptırımlarını arttırarak...

BM Zirvesi Öncesi İnternet'in Yönetimi Tartışmasında İlerleme Yok

İnternet'i düzenleyen temel kuruluş olarak nitelendirilebilecek ICANN , İnternet'teki alan adlarıyla ilgili kararları alıyor, veri tabanını düzenliyor. ICANN'nin kararları ABD Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanıyor. ABD Hükümeti, kurum üzerindeki kontrolünü 2005 yazında azaltacağı yönünde bir açıklama yapmıştı, ama henüz böyle bir gelişme olmadı. Avrupa Birliği, bu tutuma dikkat çekerek, önümüzdeki hafta Tunus'ta yapılacak Bilgi Toplumu Dünya Zirvesi öncesi ABD'yi suçladı . ABD Hükümeti ise ICANN üzerindeki denetiminden vazgeçmeyeceği yönündeki açıklamaları nı, benim de burada belli aralıklarla yorumladığım gibi, aylardır sürdürüyor. İnternet'in tüm ülkeler tarafından yönetilmesinin fazla bürokratik olacağı iddiasına karşılık, İran, Çin ve Brezilya gibi ülkelerde alan adları yönetiminde özerk bir girişim yapma tehditlerini saklı tutuyorlar. Aynı adresi yazan farklı ülkelerdeki kullanıcıların farklı sitelere ulaşmasına neden olacak böyle bir girişim ise İnterne

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, İletişim Tespti ve Dinlemesinde Resmen Görev Sahibi

Telekomünikasyon Kurumu altında oluşturulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, TK başkanına bağlı olarak faaliyet gösterecek. Başkanlıkta, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın ilgili birimlerinden birer temsilci bulundurulacak. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınmasıyla ilgili görev sahibi olacak başkanlık ile ilgili düzenleme yürürlüğe girerken iletişimin dinlenmesi hakkında da kurallar resmen belirlendi. Bir dinleme kararı en fazla üç ay kullanılabilecek ve terör dışı durumlarda en fazla üç kez uzatılabilecek. Başkanlığın kurulacağını daha önce de haber vermiştik, dinleme ve takip konularındaki düzenlemelerin bize yansıdığı gibi kullanılıp kullanılmayacağını ise maalasef bilemeyeceğiz.

Yeni Altyapı Bedelleri Bölgesel Olarak Belirlendi, Ama Ses Taşımak Henüz Mümkün Değil

Telekomünikasyon sektöründe serbestleşme dönemine gireli neredeyse iki yıl oldu. Sonunda, Türk Telekom altyapısına alternatif oluşturmak isteyecek girişimciler için altyapı bedelleri belirlendi, Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. "Buna da şükür" demek mümkün ama bu altyapıların hala ses taşımacılığı için kullanılamayacak olması özel tekel konumuna geçmek üzere olan Türk Telekom'a rakipsiz konumunu sürdürme şansı veriyor. Ek olarak, cep telefonu operatörleri gibi az oyunculu ve yüksek hacimli pazarlarda lisans ücreti istenmesi normal görünse de, aslında artık haberleşme sektörünün topluma katkısı, refah artışı etkisi önem kazanıyor. Ülkemizde de, bu tip lisans ücretleri elenmeli veya minimum seviyelere çekilmeli. Ama bu son kararda, bölgeden bölgeye farklı ücretler uygulanması da, yeni altyapı kuracakları adeta tüm bölgelere altyapı kurmaktan soğutur nitelikte. Ülke kalkınması için ülke çapında rekabetçi bir ekonomi kurmak gerekirken biz suni engeller inşa

ABD Masaüstü Pazarında AMD İlk Kez Ekim Ayında Intel'i Geçti

İşlemci üreticisi Intel 'in dünya genelinde liderliği sürerken uzunca süredir Advanced Micro Devices (AMD) fiyat-performans oranı yüksek olan ürünlerle pazar payını adım adım yükseltiyordu. Nitekim, Ekim 2005'te, ABD perakende satış noktalarında satılan bilgisayarların %49.8'inin AMD; %48.5'inin Intel işlemci barındırdığı açıklandı . Perakande rakamlar üzerinden hazırlanan rapor, İnternet ve telefon gibi kanallar üzerinden yapılan satışları ve bu nedenle de pazar lideri Dell'in satışlarını içermediğinden yine de Intel'in masaüstünde geçildiğini söylemek doğru olmayabilir. Ama her ay yapılan araştırmalardan ilk kez böyle bir sonuç çıkması artık çok daha fazla kişinin AMD ürünlere güvendiğinin göstergesi. Hala marka algılaması nedeniyle daha düşük fiyatlardan satılan AMD işlemciler, dizüstü bilgisayar pazarında daha düşük bir paya sahip. Yine de işlemci pazarında rekabetin olması, Intel'in tek başına kaldığı yıllara göre önemli bir gelişme. Her ne kadar, iki

Zombi Bilgisayar Ağı Oluşturana Büyük Ceza Yolda: Kesintisiz İnternet Kullanıcıları Güvenlik Önlemleri Almalı

Virüslerin verdiği zararlar, solucanların ve truva atları gibi tehlikeli kod parçacıklarının verdiklerinden daha önemsiz olma yolunda. Zira gittikçe daha fazla kişi İnternet'e ADSL, vb. genişbant hizmetleri üzerinden ile sürekli olarak bağlı kalıyor. Bu da pek çok bilgisayarın daha fazla kötü amaçlı, bilgisayarda açık arayan taramalara yakalanmasına, bilgisayarlarına solucan ve truva atları yerleşmesine neden olabiliyor. Truva atı ve solucanlar bazen kullanıcıya doğrudan zarar vermiyor. Onun yerine, kullanıcının bilgisayarını, kod yazarının amaçları doğrultusunda kullanıyor. Örneğin kodu daha çok bilgisayara yaymak, belli adreslere reklam e-postalar yollamak, truva atı ile arka kapıdan girilip kontrol edilen bilgisayarları bir sürü halinde belli bir siteye saldırtmak bazı örnekler. Yaklaşık 400 bin bilgisayarı "zombi" gibi iradesiz kılıp bu büyük ağ üzerinden reklam, saldırı, vb. "hizmetler" vermeyi amaçlayan bir ABD'linin 50 yıl hapis cezası alması olasılığ

Devlet Tiyatroları Münakaşası İzleyiciyi Soğutuyor, Sanat Zarar Görüyor

Devlet Tiyatroları'nda yaşananlar ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın hamleleri, ardından Devlet Tiyatrosu çalışanlarının toplu istifaları uzun süre gündemde yer tuttu. Devlet Tiyatroları yeni sezonu yeni kadro ile zar zor açtı. Daha önce tiyatroyla yakından ilgili arkadaşlarımdan, bugün bizzat tiyatrodakilerden duyduğum ve gözlemlediğim kadarıyla bu sezon DT için zor geçiyor ve geçecek. Ödüllü bir oyunun bile pek çok izleyiciyi sıkması, arada salonu terk edenlerin normalden fazla olması ve genel beğeninin DT oyunları için düştüğü gibi bir söylenti var. Tabii ki karşılığında alkış almak için terini dökenleri bu düşüşten ayrı tutmak gerekiyor. Fakat böylesi bir istifa silsilesi olmuş ise, doğal olarak yukardan bir baskı ve siyasi bir tercih olduğu yönünde şüpheler artıyor. Halbuki devletin, ne kadar serbest pazar ekonomisinde rekabet olsa da, sunmak zorunda olduğu kamu hizmetleri var. DT'nin performansını düşürerek pek çok seyirciyi tiyatrodan soğutan, bazılarını ise

AOL Kurucusu Steve Case AOL-Time Warner'dan Ayrıldı

İnternet'in artık bir numaralı iletişim aracı olduğunu herkesin görmesini sağlayan birleşme, İnternet erişim sağlayıcısı America Online'ın medya devi Time Warner'ı satın alması idi. Fakat İnternet pazarının fazla oyuncularını silkeleyen gelişmeler sonucu AOL-Time Warner ilk aşamada hisse değerini kaybetti. Ardından da yeni devin neyi nasıl yapması gerektiği konusunda pek de etkileyici bir planının olmadığı ortaya çıktı. AOL'nin kurucu ortaklarından ve anlaşmada AOL adına sahne alan Steve Case suçu biraz da kendinde bularak, "90 bin kişiyi idare edebilecek doğru adam ben değildim sanırım" derken tepe pozisyonundan ayrılıp yönetim kurulu üyesi olarak işe devam etmişti. Hafta içinde AOL-Time Warner'dan tamamıyla ayrıldığını açıklayan Case , yine de firmanın büyük hissedarlarından. Öte yandan, stratejisini değiştiren AOL , İnternet kullanıcılarının yaklaşık yarısına erişerek Yahoo! ve MSN'in arkasında kalsa da Google'a rakip olmayı başarıyor. Adından A

Ayın Kitabı, Şiiri ve Web Siteleri: Kasım '05

Kış geldi, kışı ayın şiirinde Alphonso de Lamartine'den " Göl " ile karşılıyoruz. Kasım'ın kitabı ise Nihat Genç'ten " Köpekleşmenin Tarihi ". Ayın web siteleri Cocukguvenligi.org ve AnswersThatWork.com . Aralık için önerilerinizi bekliyorum...

Windows ve Office İnternet'ten Canlı Yayında Olacak

Rekabetin masaüstünden İnternet ortamına kayması ve İnternet'i temel platform olarak kullanan girişimlerin baş göstermesi, Microsoft'a bu gelişmelere ilgisiz kalma lüksünü bırakmayacak kadar ciddi. Google'ın OpenOffice.org ile çalışmaları, web üzerinden daha çok hizmet sunması ve özellikle web reklamcılığı pastasının ne kadar karlı olduğunu göstermesi Microsoft'a da işaretler vermiş gibi. 2000 yılında web hizmetlerinin önemine değenen Bill Gates ve Microsoft önemli adımlarını ise ancak bu hafta duyurdu . Windows Live ve Office Live, Microsoft'un iki temel yazılım ürünüyle tam olarak aynı kategoride olmasalar da İnternet üzerinden kullanılacak. Bu hizmetlerin çalışması içinse bilgisayarda Windows ya da Office kurulu olması gerekmiyor. Mesajlaşmadan günce yayınlamaya pek çok mini hizmet sunacak olan Windows Live ile çalışanların aynı dökümanlar üzerinde İnternet'ten çalışmasını, gereksiz özellikler için para ödenmemesini sağlayacak olan Office Live, seçilen özelli

256 Kbps'lik Sınırsız ADSL Tarifesinde Geri Adım Atılacak Gibi

Yeni ADSL tarifelerinde minimum hızın 512 Kbps olacağı, böylece bir nevi indirim olacağı söylentileri aylardır konuşuluyordu. Son olarak Ulaştırma Bakanı da benzer bir açıklama yapmış ama sektörü iyi bilen bazı kişiler gibi ben de bu duyurulara şüpheli yaklaşmıştım. 28 Ekim günü bu sayfada yorumladığım yeni ADSL tarifelerinde indirim değil bindirim olmadığı açık idi. Ama beni asıl mutlu eden, bu yeni düzenlemeye ciddi bir tepki gelmesi oldu. Sonunda TT Genel Müdürü Ekinalan, bir TV kanalında yeniden kotasız 256 Kbps hızında bağlantı vermeye başlayabileceklerini açıkladı. Bu da sivil toplum girişimlerinde ve bilinçli tüketici olma konusunda eksik kalan ülkemiz açısından doğru tepkinin olumlu sonuç getirebileceğini kanıtlamış oldu. Henüz resmi bir açıklama gelmedi ama 256 Kb/s sınırsız erişim tarifesi, 49 YTL'ye abone almaya devam edecek gibi. Öte yandan Ekinalan kotalı tarifeleri savunurken, limitsiz bağlantıyı kullanan bir grup müşterinin işi suistimal ettiğine dikkat çekti. Bu kon

Türk Telekom Altyapısı 21 Yıl Sonra Sözleşme Yenilenmezse Oger Grubu'ndan Geri Alınacak

Türk Telekom özelleştirmesiyle ilgili belki de en şaşırtıcı, garip olay, Türk Telekom 'un altyapısının sahipliği ile ilgili çalışmaların yapılmaması, altyapının ne şartlarda verileceğinin planlanmaması ve açıklanmaması idi. Sektörde rekabeti üst seviyeye getirmek için altyapı ayrılıp aynı altyapıda farklı operatörler rekabet edebilirdi. Tabii bu, özelleştirme gelirini etkilerdi, çünkü rekabetin topluma sağladıklarını, engellediği refah kaybını pek anlayan yok! Kamu kurumu olmaktan çıktığı için Telekomünikasyon Kurumu (TK) ile görev sözleşmesini iptal edip imtiyaz sözleşmesi imzalayan Türk Telekom'un, TK'dan lisans almasının üzerinden de 4 yıl geçmişti. 25 yıllık lisansın 21 yılı kaldı. 21 yıl sonunda ise, "Oger ya da Telekom'un 2026'daki sahipleri işten çıkmak isterse altyapı onların elinde kalacak mı" sorusu sonunda cevap bulmuş oldu. Danıştay'a gönderilip fikir istenen imtiyaz sözleşmesi, Danıştay'ın görüşü çerçevesinde düzenlendi. Buna göre, eğ