Kayıtlar

2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yazılarıma Şubat 2007'ye Kadar Ara: Piyadeyim... Sizlere OnPunto'yu Öneririm

Ana sayfa bir hayli ipucu veriyor değil mi... Birkaç saat sonra yola çıkacağım ve vatani görevimi yerine getirmek için birliğime teslim olacağım. Bu web güncesinin ya da cihansalim.net'in takipçilerine, dönüşte, 2007'de de İnternet yayıncılığına devam edeceğim sözünü verebilirim. İlk defa bu kadar uzun bir ara veriyor olunca gerçekten durup geriye bakma fırsatı oluyor. Yıllardır Türkçe olarak web'de bir şeyler yazıyor, çiziyorum, hem en büyük hobim olarak bundan zevk alıyor, hem de Türk İnternet kullanıcılarına hizmet etmiş oluyorum, insanlığımı yerine getirdiğime inanıyorum. İlk kişisel sayfalarım, ardından sitem, sonra Eflatun Kasket e-posta dergisi, 2000 yılı sayısal kriz sitesi ve cihansalim.net. Bunlar kişisel çabalarım. Öte yandan kurumsal ve başkalarına dönük çalışmalarım da oldu. İnternet projelerine danışmanlık yaptım, talepler gelince bazen uzun uğraşlarla, bazen e-postalarla kişisel girişimleri de yorumladım, yönlendirdim. Son olarak ise birkaç aydır heyecanla y

Bu Coğrafyada İnternet'i Yaymak İçin Kablosuz Teknolojilerin Önemi Büyük: 3. Nesil ve WiMAX'de Geç Kalmak Büyük Hata

Silah altına alınmadan önce, sitenin sürekli ziyaretçilerinin tahmin etmiş olabileceği üzere bir tatile çıktım. Daha önce görmediğim Doğu Karadeniz'den etkilenmemek elde değil, kültür turizmi yapmayanlara ülkemizin güzelliklerinden daha fazla mahrum kalmamalarını öneririm. Tabii güncemizin genel içeriğine uygun olarak burada yine bilişimle ilgili izlenimlerimi aktarmaya öncelik vereceğim. Doğu Karadeniz gibi ülkemizin en zorlu coğrafyalarından birinde kaldığım günler boyunca İnternet bağlantısını halka yaymak için çok daha fazla çalışmamız gerektiğini gördüm. İlk olarak bilgisayar sahibiyet oranları ve İnternet kafelerin önemi akla geliyor. İnternet kafeleri zorda bırakan düzenlemeler yapıyoruz, bilgisayar oranını arttırmak içinse yeterli çabamız yok. Devlet, ücretini ürünü alanların ödeyeceği ihalelere çıkıyor ama yeterli indirimi alamıyor, örneğin bu sayfalarda sık sık yorumladığım "öğretmenlere bilgisayar" kampanyasındaki gibi. Son olarak "ilk bilgisayarım" g

ADSL'de Yine İndirim Yok! Ayda 7 Saat ADSL 29 YTL...

Bir süredir şehir dışında, bilgisayarsızım ve dolayısıyla İnternet'e çok ender erişebiliyorum. Bu durum bir hafta daha sürecek, Ağustos'ta siteyi güncellemeye devam edeceğim. Ama yeni ADSL tarifesi karşısında yazmadan edemedim. Aslında Türkiye'de yazı yazmanın bir kolaylığı arşivden eski yazıları çıkarıp tekrar yayınlamanın sorun yaratmaması. Çünkü genelde hiçbir şey değişmiyor. Bu nedenle sizi bir önceki tarife değişikliğinde yazdığıma yönlendirmek isterim: ADSL'de Minimum Hız 512 Oldu, Fakat İndirim Aramayın Zam Arayın! Amaç İnternet'i Ucuzlatıp Kitlelere Ulaştırmak Değil ki... Ve şimdilik sadece şunu hatırlatayım, 1 Mbit hız ile 3 GB'lık kotayı aşmak 7 saatten bile az sürecek. Kotayı aşınca da ekstra kullanım ücreti ödenecek. Yoksa bu indirim değil bindirim mi?

Sayısal Bölünme İnternet Bağlantısı Hız Farkıyla da Derinleşir: ABD'de Bir Köye 100 Bin Dolar ve Türkiye...

Haftasonu İstanbul'a bir buçuk saat mesafede, orman kıyısında yer alan güzel bir sitedeydim. Bahçeli evlerden oluşan ve iyi idare edilen bu kooperatif "köyde" İnternet'e bağlanmakta yaşadığım sorunlar tam da Cuma günü okuduğum bir makalenin üstüne geldi. Sadece 310 kişinin yaşadığı ABD'deki Berry, Ky. köyündekiler çevirmeli ağ bağlantısı hizmetiyle idare etmekle olmayacağını görünce genişbant İnternet erişimi için girişimde bulundular. Zira sayısal bölünme (yabancı dil özentiliğimiz Türkçe'sini unutturduysa "digital divide" ) pek çok şekilde büyüyor. Bazıları İnternet'e hızlı ve kolayca erişebilirken diğerleri aynı hizmetleri aynı şekilde alamayınca aynı toplum içinde, aynı demografif özelliklere sahip bireyler arasında bile haksız rekabet oluşuyor. Berry'dekiler sadece kendilerinin hızlı İnternet servislerini, çokluortam dosyası transferlerini kullanamayışlarından sıkıntılı değildi. Aynı zamanda, kentsel bölgelerden gelip burada ev almayı dü

Firefox Arama Kutusunda Google Türkiye'yi Kullanarak Yerel Sonuçlara Ulaşmak

İnternet tarayıcısı olarak Mozilla Firefox kullananların sayısı giderek artıyor. Ben bazen Firefox, sıklıkla Internet Explorer kullanıyorum. Güvenlik, sekmelerle birkaç sayfa açma, vb. artıların yanında Firefox'un sunduğu arama kutusu programın başlıca artılarından. Google ile yaptığı anlaşma ile de bu kutu ile yapılan aramalardan Google reklam geliri elde ederse Mozilla'ya komisyon veriyor. Dahili arama kutusu ile Google, Yahoo, vb. bir araç çubuğu eklentisi yüklemek zorunda kalmadan tarayıcı içinden arama yapabilmek güzel. Ama sonuçları, arama yapılan bölgesel siteye göre oldukça farklı sunan Google söz konusu olunca Firefox'un varsayılan arama kutusu ayarının Google.com olması bizim için tek eksi oluyor. Zira pek çoğumuz Google.com yerine Google Türkiye'den arama yapmayı tercih ediyor. En azından benim gözlemim bu yönde, bana gelen e-postalarda ve arkadaş sohbetlerinde Google Türkiye üzerinden arama yapma isteğimiz sıklıkla dile getirilmeye başlanınca ben de İnterne

Dünyanın Yönünü Okuyamazsak Kendi Ülkemizde Türkçe Sipariş Verince Aç Kalabiliriz

Ne zamandır görüşmediğim bir arkadaş ile Taksim'de buluşup akşam yemeği yiyecektik. Trafiğe kapatılan ve oteller/kongre bölgesi olan alanda, bir otelin altındaki kafetarya-restorana oturduk. Biraz serinledikten sonra atıştırmak için bir şey sipariş vermek istedik, gelen garson kız Türkçe bilmediğinden bizi anlamadı. Arkadaşımın birinci yabancı dili Fransızca olduğundan ve de yan masamızda Fransızlar sipariş verdiğinden Fransızca ile şansını denedi. Ama garson yine anlamadı. Meğerse Fransızca bilen garson başkaymış, "İngilizce lütfen" deyince İngilizce olarak peynir tabağı istemeyi başardık. Tabii kızın bize "Peynire mi ihtiyacınız var" diye sormasını sorun saymıyorum. Dünyada fazla örneği olmayan şeylerin yaşandığı bir ülkede olmaktan çoğunlukla mutluluk duyuyorum, ama her zaman değil. Kendi ülkemde kendi dilimle sipariş verememek düşündürücü idi. Belki de çoğu kişinin aşina olduğu, benim ilk kez karşılaştığım böyle bir durumu burada yazmamın bir nedeni daha var

Kopya Yazılım Kullanmak Caiz mi, Dinen Kabul Edilebilir mi

Erkan Çelebi Mayıs başında e.Yaşam'da yazınca burada konuya dikkat çekmek istemiştim ama unuttum. Bugün eskileri karıştırırken gazete önüme çıkınca fırsatı kaçırmayayım dedim. Telif hakları, patentler, koruma altına alınan fikir, düşünce, ürün, teknik ve teknolojiler geniş bir tartışma konusu. Sadece bilgisayar dünyasına özgü de değil, yaşam, ekonomi ve de sağlık alanında da hep gündemde. Örneğin yüksek fiyatlı ilaçların özellikle Afrikalılar'a ulaşmasının imkansızlığı, kitlesel ölümler; ya da TRIPS, vb. anlaşmalarla gelişmiş ülkelerin uzun süreli tekel avantajları sağlamaya çalıştığı iddiaları. Düşünsel üretim ve fikri haklara yaklaşımımız kültür ve geçmişimizle de yakından alakalı. Entelektüel üretime saygısızlığımız artık tartışma konusu değil bir veri, düşünmeyi "entellik" olarak aşağılamak kaç ülkede görülür acaba? Böyle olunca da gösterişli giyim ürünleri ve otomobilleri, son model televizyonları alıp kitabın korsan basılmışını, müziğin kopyasını ararız. Emeğe

Beklentileri ve Gelişmeleri Okuyamayanlar Merkez'in Biriktirdiği 60 Milyar Doları da Zamanında Kullanmadı. Rekor Rezervi Boşuna mı Biriktirdik?

İktisat gerek mikro gerek makro anlamda beklentilerle şekillenir. Bir yıl sonra ilk çocuğunuza sahip olmayı veya iş değiştirmeyi hedefleyebileceğiniz gibi bir ay sonra kurban bayramı nedeniyle ülke ekonomisinde bazı değişiklikleri de bekliyor olabilirsiniz. İşte bunlar sizin nasıl davranacağınızı, ne tüketeceğinizi, hatta tüketip tüketmeyeceğinizi belirler. İktisat eğitimi alanların ve bu alanda çalışanların beklentilerin önemini bilmeleri gerektiği halde sorumsuz ya da bilgisiz davranmaları Türkiye'de çok olağan bir durum. Bazı yazarlar sürekli olumsuzluklardan, yeni krizin geldiğinden bahseder. Karar alma aşamasında bazıları, kendileri gibi olanların, müşterilerinin ve tüm toplumun beklentilerini okumak istemez ya da okuyamaz. Ama aslında beklentileri doğru okumanın ne kadar zor olduğunu da kabul etmeden geçmeyelim. Birkaç yıldır ülke ekonomisi bir raya girmişti. Enflasyon ve faizler düşüyor, buna rağmen büyüme sürüyordu. Bu sonuca ulaşmak için uygulanan yöntemi şu anda tartışmıy

Üniversitede Koştur Hastanede Koştur; Bilgisayarla Bile Bürokrasi Yaratan Ülkem Nasıl Bilgi Toplumu Olacak

Belki de bu yazdıklarımdan sonra bana "günaydın" diyecek olanlar olacak, zira eğitim konusunda oldukça şanslıydım ve gerek eğitimin içeriği gerekse de "hizmet" olarak üstün kalite sunan yerlerde oldum. Kolay değil, 17 yıllık eğitim hayatından sonra 2 yıl da yüksek lisans yaptım, öğrencilikten, en azından şimdilik, emekli oluyorum. Ama emeklilik işlemleri için böylesi bir bürokrasinin günümüzde, hem de ülkenin en popüler üniversitesinde yaşanıyor olduğunu tahmin etmiyordum. Diploma alabilmek için okulla ilişik kesilmesi gibi bir işlemler zincirini pek çok ayrı eğitim kurumunda tamamladığım 17 yıllık süre içinde tecrübe etmemiştim. Tecrübemin olmaması, diploma alabilmek için bir işlem yapmamın gerekmiyor oluşu idi. Ama Boğaziçi Üniversitesi'nde bitirdiğim yüksek lisans sonrası ilişik kesme formuna imza toplama oyunu gerçekten de uğraştırıcıydı. Form sonrası bankaya para yatırmak, ne yapıp formuma imza attıklarını bilmediğim bir sayman, bir öğrenci işleri ziyaretle

Günceye (Blog) Ne Sıklıkla Yazmak Gerekir

Şubat ayından beri web sitemin geri kalan bölümlerine zaman ayıramıyorum, son bir iki ayda günceye de eskisi kadar sık yazamıyorum. Temel neden bunlara daha az zaman ayırabilmem. Sitenin diğer bölümlerini bir yana bırakıp sadece bu günce sayfalarını düşünecek olursam, aslında bu durum beni pek de kaygılanmıyordu. Zira eskiden beri kayda değer ve güncel şeyleri yazmaya dikkat ederim. Öte yandan siteyi güncel tutma hedefini de aşan bir yaklaşım güncelerle yükseldi, o da her gün, hatta aynı gün içinde birkaç kez yeni bir şeyler yazmaktı. Daha popüler bir günce sahibi olmak, daha çok okunmak, aramalarda daha yukarda çıkmak için bunun gerektiğine sıkı sıkıya inanıldı. Bu yaklaşıma ısınamadım, çok değil özlü konuşmamız bize öğütlenmemiş miydi? Kısaca sitenin geri kalanını güncelleyemem ve günceleri tıka basa doldurmak üzerine birkaç kelime yazarım diye ne zamandır düşünürken geçen hafta bu konuya değinen 10 maddeli bir liste okuyunca konu bugüne kısmet oldu. Ne kadar sıklıkla yazdığınız öne

Web 2.0 Katılımcılığı Günce (Blog) Tutan Vatandaş Gazeteci Tarafından Manipüle Edilirse...

"Web 2.0" etiketi altında başarı hikayelerini yazdığımız, topluluk oluşturan, topluluğun "kulaktan kulağa" gücüyle pazarlama harcaması yapmadan hızla büyüyen şirketler artıyor. Bir örnek de İspanyol kablosuz İnternet erişim sağlayıcı Fon. Fon kablosuz ağ cihazlarına sahip olanlar veya başka cihazlara Fon'un yazılımını yükleyenler basitçe Fon abonesi olmuş oluyorlar. Fon aboneliğinin özel yanıysa, kablosuz modemlerinin İnternet sinyalini başka bir kullanıcıyla ücretsiz paylaşanların Fon'un tüm halka açık erişim noktalarından bedava hizmet alabilmesi. Bu paylaşımı yapmayanlara bile farklı olanaklar sunuluyor, örneğin kablosuz modemlerini bir açık erişim noktası gibi ücretli kullandıranlar, Fon'un elde ettiği gelirin bir kısmını kazanabiliyor. Böylece bir telekomünikasyon operatörü olmak için gereken yatırımların parasal değerinin çok daha azı harcanarak, sisteme dahil olanların ekledikleri tuğlalar sayesinde ciddi büyüklüğe ulaşılıyor. Aynı diğer Web 2.0 b

Video Günceler (Vlog) Alternatif Medya Yaratma Konusunda Hızla İlerliyor

Geçen yıl ilk kez düzenlenen video günce (videoblog veya vlog) konferansı Vloggercon'ın ikincisi bu yıl çok daha fazla kişinin katılımıyla San Francisco'da gerçekleştiriliyor . Metinlerden oluşan web güncelerinin ardından sesli kayıtlar, podcastler hızla çoğalmıştı. Son yıllarda video kaydedebilen taşınabilir cihaz sayısındaki artış ve geçtiğimiz yıl MP3 çalarların yeni modellerinin video oynatır hale gelmesiyle daha fazla kişi çekimlerini İnternet'te, YouTube.com , vb. sitelerde paylaşmaya başladı. Sayısı hızla artan video güncelerin bazıları oldukça popüler. Kişisel tecrübeler, yaşananlar yanında görüntülü haberler yayınlayan vloglar da mevcut. Bir süredir herkesin kendi içeriğini bu kadar kolayca İnternet'te başkalarına sunabilmesiyle içerik hazırlama ve dağıtımında tekellere rakip geldiğinden bahsediyoruz. Çok elden yayılan içerik insanlara alternatif medya tüketim olanakları sunuyor. Hele metin ve ses içeriğinden sonra video yayınlarının da sayısız noktadan kaynakl

İnternet'te Tanışan 5 Türk Günce Yazarından Ortak Kitap Projesi

En değerli Türkçe içerik sunan web günceleri (blog) arasında yer alan Altı Üstü Tasarım 'ın yazarı Mehmet Doğan'dan çıkan ilginç bir fikir sonucu daha önce yüzyüze gelmemiş beş kişi, beş günce yazarı, siber ortamda bir araya gelip yeni bir projeye başlama kararı aldık. Doğan'ın önce kendi sayfalarında duyurduğu, sonra Atölye'de açıkladığı proje bir kitap çalışması. Doğan ve benimle beraber bu işe girişen değerli kalemler Ana Fikir 'den Selim Yörük, e-dünya 'dan sizin bildiğiniz adıyla Kara ve kendi adını taşıyan güncesiyle Arda Kutsal . Henüz fikri olgunlaştırma çabasındayız, kayda değer ilerlemeler kat edildikçe diğer yazar arkadaşlarım sitelerinden duyurucaklar, ben de arada bir konuya değineceğim. Yıllardır farklı fikir, plan ve konularla başlamanın ucundan döndüğüm kitap yazımına böyle girmek benim için ilginç, bir o kadar da cesaret ve mutluluk verici. Zira yine yenilikçi, belki de örneği olmayan bir işin içinde olacağım, İnternet üzerinde birbirlerini oku

Google Türkiye İyi Başladı, En Geniş 6. Gmail Grubu Türk Kullanıcılar

Cuma günü kısaca konuşabildiklerimden biri de Google Türkiye yöneticisi idi. Google'ın gittikçe daha fazla hizmetini yerelleştirdiklerini Google Maps üzerinde İstanbul aratıp haritada dolaşarak gösterdi. Bu hizmetlerin niye yeteri kadar duyurulmadığı konusunda ise henüz çalışmalarının devam ettiğini, 20 Haziran'da duyurular yapacaklarını, etkili bir iletişim çalışmasına başlayacaklarını öğrendik. Yaptırdıkları güncel bir araştırmayla Türkiye'de 16 milyon kişinin az ya da çok İnternet kullandığını, bu kişilerin çoğunluğunun en çok tükettiği 2. medya türünün de İnternet olduğunu belirtip, reklam açısından ise İnternet'in toplam reklam pastasının %2-3'ünü alabildiğine dikkat çekti. Bu oransızlık İnternet reklamcılığında büyüme potansiyelini gösterirken duyduklarımdan Google Türkiye'nin reklam gelirinin ise azımsanmayacak bir rakam olduğu izlenimine kapıldım. Gmail ücretsiz e-posta hizmetinin Türkiye'de çok popüler olduğunu da öğrendim, hatta Türk kullanıcıları

TIM Avea'da Payını TT'ye Devredecek, ADSL Tarifelerinde İse Değişiklik Yolda

Dün MBA eğitimimizi noktalama amaçlı bir akademik seminerde yeni Türk Telekom'un yönetiminden ve danışmanlarından bazıları ile kısa da olsa konuşma fırsatım oldu. Ojer Telekom'un Türkiye'ye gelmeden önce de telekomünikasyon tecrübesi çok fazla değildi. Buna ek olarak gözlemlerim sonrası tahminim Ojer'in pazarda ciddi bir serbestleşme olacağı beklentisiyle buraya geldiği ve bu iki faktör nedeniyle British Telecom Consulting'den danışmanlık alındığı. Daha güncel gelişmeler ise Telecom Italia Mobile, İş Bankası ve TT ortaklığındaki Avea'da bu yapının değişmek üzere olduğu. Telecom Italia, Ojer'in TT konsorsiyumunda yer almıştı, şimdi de büyük olasılıkla ellerindeki %40 Avea hissesini doğrudan Ojer'e değil TT'ye devredecekler. Dün TT yöneticileri bu konuda bir toplantı yapmış. Buradan gelecek para ile de TT içinde Telecom Italia'nin payını arttırabilirler ama bu son olasılık hakkında bir bilgim yok. Öte yandan TT'nin yeni tarife çalışmaları da de

Kamuda Açık Kaynak ve Özgür Yazılım Kullanımı Hakkında DPT Çalışmaları

Bugün akademik bir seminerde Google Türkiye, Türk Telekom gibi firmaların temsilcileriyle konuşma fırsatı buldum ve beklediğimiz bazı gelişmelerin yolda olduğunu doğrulatmış oldum. Bunları yarın yazmayı düşünüyorum. Sırayla gitmek istediğimden geçtiğimiz günlerde, üye olduğum bir e-posta grubuna Görkem Çetin 'in attığı bir mesaj ile fark ettiğim gelişmelere bugün yer vermek istiyorum. DPT'nin e-dönüşüm eylem planı çalışmalarından açık kaynak kodlu ve özgür yazılımlarla ilgili iki raporu kurumun sitesinde yayınlandı. "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Açık Kaynak Kodlu Yazılımların Uygulanabilirliği" olarak adlandırılan eylem çalışmaları altında " Açık kaynak kodlu yazılımların idari, mali ve hukuki boyutları (PDF biçiminde) " raporu kamuda açık kaynak yazılım kullanılmasının artı ve eksilerini, önemli noktaları öne ele alıyor. " Göç Planı Hazırlanması ve Uygulanması (PDF biçiminde) " raporunda ise adından da anlaşıldığı gibi kamunun açık kaynağa geçme s

Ekşi Sözlük Sansüründe Soru Zinciri; Kim Ne Bahane İle Engelletiyor? Tekel Kontrolünde İnternet'te Hala Sansür Oluyormuş

Mayıs başında bir arkadaşım sorunca Ekşi Sözlük'e Türk Telekom İnternet bağlantısı üzerinden ulaşılmadığını fark ettim. Önce geçici bir şey olsa gerek diye düşündüm, sonra da özellikle son 10 günde akademik kariyerimde önemli bir aşama ile uğraşırken unuttum. Bu sırada konu gittikçe daha çok İnternet kullanıcısının tepkisine neden oldu ve medyada yer buldu. Sonunda TT bunu "esrar" kelimesi ile ilgili kanun dışı içerik sonucu hukuki süreçte İstanbul 3. Sulh ceza mahkemesinin kararıyla yaptığını açıkladı. Tabii sadece kendi kullanıcılarının erişimini engelleyebilirken ve diğer servis sağlayıcılardan İnternet kullanıcıları siteye erişebilirken bu engellemenin bir tek TT tarafından yapılması da ne kadar etkili tartışılır. Zaten konu hakkında sorulması gereken sorulardan biri de bu. Topluluk sitelerinin dünyada ilk örneklerinden olan Ekşi Sözlük doğal olarak TT'yi eleştiren pek çok yorumun da yazıldığı bir siteydi. Bunu öne çıkaranlar TT'nin siteden öç aldığı iddiasınd

Niye Uygulamamız ve Neden Çabuk Olmamız Gerekiyor: Dünya'yı Kurtarmak İçin İşler Bir B Planımız Var

Doğaya verdiğimiz zarar artık etkilerini çok güçlü olarak göstermeye başladı. Deprem gibi değil, sel, fırtına, kasırga, kuraklık tipi doğal felaketler gittikçe daha büyük zararlar bırakıyor. Küresel ısınma, canlı türlerinin yok oluşu ve daha önce saydıklarıma belki de artık "doğal afet" demek mümkün değil, zira bunları biz tetikliyor, güçlendiriyoruz. Küresel ısınmanın gerçek olup olmadığı, ekonomik ve sosyal yaşantımızın doğaya zarar verip vermediği uzun süredir tartışılan konular, ama artık bizim yaşam tarzımız, üretim ve tüketim şeklimiz ile açık ve kanıtlanabilir bağlar kuruluyor. Lester R. Brown'un " Plan B 2.0: Rescuing a Planet Under Stress and a Civilization in Trouble " kitabında bu gerçekler kısaca anlatılıyor. Fosil yakıtları yakmaya, kullanılıp atılan ürünlere dayalı mevcut ekonomik düzenin sürdürülemez olduğu çok kısa sürede ve çarpıcı olarak anlaşılıyor. Plan B 2.0 kitabını bu nedenle herkese öneriyorum. İnternet'ten her bir bölümü gerek HTML,

İstanbul Tenis Turnuvası'na 500 Bin Dolara Sharapova Getirmek Türkiye Tanıtımı mı, Aynı Para Toplam Ödüle Eklenip Sınıf Atlanamaz mı

Önümüzdeki hafta yapılacak İstanbul WTA bayanlar tenis turnuvası Fransa Açık'tan hemen önce takvimde yer alıyor. Büyük turnuvaya son ana kadar maç yaparak gelmek isteyen oyuncular için turnuvamız bu yönden çekici olabilir. Tabii ülkemizde hak ettiği ilgiyi görmeyen tenise dikkat çekmek için organizatörler turnuvaya dünyaca ünlü oyuncular getirmeye çabalıyorlar. Henüz ikincisi yapılacak bir turnuva için bu gerçekten zorlu bir çaba, turnuvaya emeği geçen herkesi içten kutluyor, tebrik ediyorum. Turnuvada geçen yıl görev alan genç tanıdıklarım da var. Tenise gönül vermiş genç yaşlı herkes için bu turnuva gerçekten büyük bir kazanç. Öte yandan doğruluğu tartışılır da olsa, bu yıl İstanbul'a gelmesi için Rus tenisçi Maria Sharapova'ya 500 bin dolar ödeneceği haberi geldi, geçen yıl da Venus Williams'a ek bir ödeme yapılmıştı. Bu arada sakatlığı nedeniyle Rus tenisçi affını istedi. Açıkçası bu tip organizasyonlar konusunda bilgili değilim ama yine de yorum yapmadan duramayaca

Türk Telekom "TT'ye Mecbur Değilsin" Diyene Dava Açtı, Sonucu Belli Dava Serbestleşmeyi Daha Çok Kişiye Duyurur

2004 yılında telekomünikasyon sektörünü serbestleşti, rekabete açıldı. Türk Telekom'un tekel olduğu pek çok konuda yeni oyunculara hukuki olarak yer açıldı. Ama maalesef değişim çok ağır. 2005 ortasında bu konuya dikkat çekmek için tele.com.tr sitesi "Türk Telekom'a mecbur değiliz!" kampanyası düzenlemişti, ama kampanya genele yayılmamıştı. Fakat neredeyse bir yıl sonra, Türk Telekom tele.com.tr'ye dava açtı ve kampanyanın durdurulması ile maddi tazminat istedi . Eğer tele.com.tr olayı olduğu gibi aktardıysa, ki ben buna inanıyorum, çok ilginç bir dava olacak. Türk Telekom avukatlarının tezlerini neyin üstüne oturtacakları merak konusu, zira kampanya firmaya manevi bir zarar veriyor gibi görünmüyor, hele işe maddi ve hukuki açıdan bakarsak, Türk Telekom'un artık bazı hizmetleri verme konusunda tek alternatif olmadığı gün gibi ortadayken çıkan sonuç TT'nin beklentisinin aksine firmaya zarar da verebilir. Zira bu dava ile TT adeta "hayır, bana mecbursun

Yeni Word'de Günce (Blog) Yazmak Mümkün Olacak, Kodlama Merak Konusu

Metin yazmak için pek çok insanın sayısız saatler boyunca kullandığı Microsoft'un Word programı, bir sonraki versiyonu Word 2007'de web güncesi (blog) yazma ve siteye yükleme imkanı sunacak . Masaüstü uygulamalarının web uygulamalarına destek vermesi yavaşça tecrübe etmeye başladığımız bir süreç. Süreyle bu bir artı olmaktan ziyade gereklilik olacak. Şimdilik, alışık olunan ortamda yazmak ve yazım kontrolü yapabilmek dışında Word'de günce yazmanın fazla bir artısı olacak gibi gözükmüyor. Yine de ek özellikler ile çekici bir alternatif olabilir. Hem de ilk gözlemler oluşturduğu HTML kodlarının temiz olduğu yönünde. Şimdilik MSN hizmetleri Spaces, Sharepoint 2 ile Google'ın Blogger hizmetlerine bağlanıp mevcut hesaplardan günce yayınlanabiliyor. Bakalım son sürümde ne kadar başarılı bir alternatif olacak.

Nisan'da Enflasyon Suçunu Tekstilciye Kesen Parlak Zekalar: KDV İndirimi Halk Ucuz Tişört Alsın Diye mi Yapıldı Sektörü Rahatlatmak İçin mi?

Yoğun bir hafta geçirdiğimden ancak yazmaya fırsat buluyorum. Önceki çarşamba açıklanan Nisan ayı enflasyon oranlarının yüksek çıkması, alt kalemlere bakılıp hemen tekstil ve hazır giyimdeki zamlara bağlandı. Asıl önemli olan, hükümet ve TCMB'den gelen "Tekstilde yaptığımız KDV inriminin neden fiyatlara (ve böylece tüketiciye) yansımadığını inceleyeceğiz" açıklamaları idi. Bu açıklamaların yapılabilmesi, medyada bunun öne çıkarılması bile maalesef kolektif zekamızdan şüphe etmeye itecek kadar trajikomik! Uzunca süredir aşırı değerli TL nedeniyle ihracatta kar marjı kaybı yaşadıklarını belirten tekstilciler ve de bu durumu sıklıkla gündeme getiren haberleri hatırlıyoruz. Ardından sektör temsilcileri hükümetle, bizzat Başbakan ile görüşmeler yaptı ve sonunda bazı düzenlemeler yapıldı. Kaçıncı tercih olduğunu bilmiyoruz, belki de tercih bile edilmemişti ama "KDV indirimi" yapılan en önemli düzenleme idi. Peki KDV indirimi neden yapıldı? Çünkü pek çok firma artık ne

Çalıntı ve Kayıp Telefon Takibine Darbe, TK'nın Kayıt Altına Alma İşlemi İnandırıcılığını Yitirdi, Savcılıklar da Takibi Bırakıyor

Geçtiğimiz yıl kayıt dışı telefonların kaydedilmesi çok sıkıntılı bir süreç olmuştu. Her telefon için ödenen küçük meblağlardan Telekomünikasyon Kurumu (TK) ciddi bir gelir elde etmişti, bu fonun kullanılacağı yer de tartışılmıştı. Kayıt altına alma aşamasında, zaten kaçak telefon alanların suçlu olduğunu ama bazılarının kaçak konusunu bilmeden telefon aldığını düşünerek medya, bilişim medyası ve de benim gibi yayıncılar insanları motive etmek için "artık kaybolan, çalınan telefonlar bulunacak, kapkaç azalacak" diye yazmıştık. Hatta bu sonuncusu bizzat kurum, bürokratlar ve de siyasiler tarafından da öne çıkarılmıştı. Ama maalesef bu yönde bir gelişme olmadı. Tanıdığım bir gazetecinin telefonu çalındı, uzun bir aradan sonra telefon bulundu, telefonla ona haber verildi. Ama şikayette bulunmak istediğini söyleyince "bunu yapmaması" şeklinde öğüt verildi, hatta telefonuna daha geç kavuşacağı uyarısı yapıldı. Benzer olayın başkalarının da başından geçtiğini biliyoruz. S

Hz. Muhammed Karikatürlerinden Sonra Meryem Ana'lı South Park, İzleyiciye Önem Vermeyen Türk Kanalları, CNBC-e

Çizgi dizi South Park tartışmalara neden olan bir yapım. Türkiye'de CNBC-e'nin yıllardır yayınladığı dizi dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir izleyici kitlesine sahip. Bağımsız politik söylemi ve eleştirel içeriğiyle bugüne kadar pek çok tartışmalı bölüm ülkemizde de yayınlandı. Son olarak dizinin 9. sezon bölümlerini veren CNBC-e , Meryem Ana heykeli ve mucizeler içeren son bölümü henüz yayınlamadı ve sanırım yayınlamayacak. Söz konusu bölümü İnternet'ten elde edip izledim ve daha önce gördüğümüz dinsel konuları tiye alan bölümlerden hafif olduğu rahatça söylenebilir diye düşünüyorum. Ama tabii bir Danimarka gazetesinde yayınlanan Hz. Muhammed karikatürleri ve büyüyen tartışmalardan sonra sanırım böyle bir ortama sürükleniyoruz. Hoşgörünün yerini sansürün aldığı, toleransın anlamını kaybettiği bir dünya ne kadar sağlıklı ilişkilere ev sahipliği yapacak göreceğiz. Karşıdakinin tanımaya çalışmak, saygı göstermek de bir o kadar önemli. Benim kafama takılan ise, kurums

Açıklara Basit Saldırılar İnternet Trafiğini Durma Noktasına Getirebilir

Cornell Üniversitesi öğretim görevlileri Emin Gün Sirer ve Venugopalan Ramasubramanian'ın İnternet güvenliğini ele alan çalışmaları, İnternet'in genel anlamda büyük açıkları olduğunu bir kez daha ortaya koydu. İnternet'te herhangi bir web adresine ulaşmak için, bu adresteki siteyi yayınlayan sunucu bilgisayarın nerede olduğunu İnternet'in adres defteri olarak tanımlayabileceğimiz belli sayıdaki DNS sunucusuna soruyoruz. İnternet'in hızla genişlemesi nedeniyle aslında son derece işlevsel olan sistem yaşlanmaya başladı. Eskiden herhangi bir adrese ulaşmak için birkaç "adres defteri"ne danışmak yeterli kalırken şimdi genellikle birkaç düzine sunucuya soru sormak gerekiyor. Bu sunucuların durumu da İnternet'in sağlığı için fazlasıyla önem kazanıyor. Yamaları yapılmamış, güvenlik açıkları bulunan sunucuların kötü amaçlarla ele geçirilmesi, böylece tüm trafiğin izlenmesi, yönlendirilmesi mümkün. Böylesi bir DNS yönetimi tehlikesine daha önce yine bu sayfal

Şehir Hatları Vapuru Seçimi: Yönlendirme Var mı, Tasarım Tek Kriter Olmalı mı

Şehir hatları vapurlarının yenilenmesi konusu birkaç yıldır belli aralıklarla tartışılıyordu, sonunda sekiz model çizildi, İnternet'ten anket düzenlenerek yolcuların ve İstanbullular'ın beğenisine sunuldu. Düzenli bir okurum üç iskelede anket duyurusu yapan poster ve broşürlerde hep aynı modelin yer aldığını, bunun psikolojik bir yönlendirme olabileceğine dikkat çeken bir e-posta yollamış. Ayrıca o akşam anket sitesine baktığında o prototip vapurun önde gittiğini görmüş, ben de bir iskelede aynı modelin resmini görünce şüphelendim, fakat aradan bir iki gün geçince oylama daha çekişmeli bir hale geldi. Ben bunu yazarken, anketin düzenlendiği, geçmişe özlemi sürekli canlı tutmak istercesine Şirket-i Hayriye adıyla açılan site çalışmıyordu. Tabii topluma yayılan güvensizlik nedeniyle artık her şeyden şüphelenir olduk, acaba bir tasarım öne mi çıkarılmak isteniyor, uzman bilgisi ve görüşü varken halka seçtirilen modeller ulaşımın sağlıklı yapılması açısından gerçekten aynı özellik

Fransa Devlet Desteğiyle Yeni Yüksek Teknoloji Projeleri Üretiyor. Ülke Çapında Plan Yapmak ve Uygulamak...

Rekabet gücünü arttıramayan, son olarak işgücü piyasasını esnek yapıya sokmak için gençlere yönelik önerilen reformlar konusunda büyük tartışma ve kavgalar yaşayan Fransa daha yenilikçi bir ekonomiye sahip olmayı arzuluyor. Bu hedefe ulaşılması için kamu kaynaklarının bir bölümünü ileri teknoloji ürün ve hizmetler için araştırma geliştirme faaliyetlerine ayırmayı içeren yeni bir program bizzat Cumhurbaşkanı Chirac tarafından açıklandı . Daha önce yazdığım arama motoru Quaero 'nın yanında cep telefonlarına yüksek çözünürlükte TV yayını, dizel yakıtlı motorlu araç geliştirmede ilerlenmesi gibi projeler var. Fakat asıl ağırlık çevreye dost sonuçlar doğuracak projelerde, nişastadan plastik üretmek, evlerin elektrik ihtiyacını %20 kısmak, yeni, hafif ve hızlı bir metro sistemi kurmak gibi önemli hedefler var. Dizel motor dışında kalan projeleri finanse etmek için ilk aşamada 600 milyon Avro ayıran Fransa, Quaero'yu beraber hazırladığı Almanya'dan da benzer fon desteği beklentisi

TT'ye TK'dan ADSL Uyarısı, Kabloda Lisanslar Haftaya, Katma Değerli Hizmet İçin Temeller Atılabilecek...

Telekomünikasyonda rekabeti sağlamak için çabalar ağır aksak devam ediyor, ben de burada gelişmelere yer veriyorum. Rekabet Kurulu ve Telekomünikasyon Kurumu'nun önemine, etkili olmaları gerektiğine sıklıkla değiniyorum. Son haftalarda TK faal diyebiliriz, Türk Telekom'a verilen geçmişe dönük bir cezanın ardından son olarak ADSL konusunda da uyarı yapıldı . İnternet servis sağlayıcıların da ADSL hizmeti vermesine yönelik çalışmaların ilerlememesi, İSS'lerin tekrar satış yapıp düşük komisyonlarla çalışmasına devam etmesini öneren modelin devam etmesi bu alanda rekabeti engelliyor. Bunun yerine İSS'ler TT'den aldıkları hizmet, veri transferi, vb. değişkenlere göre TT'ye ücret ödeyip son kullanıcıya istediği hizmeti istedikleri fiyattan vermek istiyorlar, böylece ilerde ADSL hattı üzerinden katma değerli hizmetler vermek için rekabet olacak, örneğin telefon görüşmesi yapmak gibi. Rekabetle ilgili diğer bir konu da kablo işletmecilerin önümüzdeki hafta lisanslarını

Modern Yönetim, Tercih Edilen İşveren Olmak: "Önce Müşteri Değil, Çalışan" Yaklaşımı

Fortune analiz sayfalarında ele alınan Hindistan'da dış kaynak hizmeti (outsourcing) firması olan HCL Technologies 'in yönetim modeli çalışanların yetkilendirilmesi, daha da güçlendirilmesi üzerine kurulu. Özellikle büyük holding ve firmaların çalışanlara sunduğu olanaklar, çalışanların bunları algılama ve tutumlarını belirleme konularında bugün düşündüğümden akşam önüme çıkan makale az da olsa bir bağ kurmama neden oldu. Otoritenin, karar alma süreçlerinin, katılımın tabana yayıldığı yönetim biçimi bazı sektör ve iş alanları için uygun olmasa da genelde ciddiyetle incelenmesi gereken bir yöntem. AMD, Cisco gibi müşterileri olan HCL Technologies şirket içi bilgisayar ağı üzerinde 30 bin çalışanına seslerini duyurma, her konuda yorum yazma, patronları, üst seviye yöneticilerini değerlendirme olanağı sunuyor. Hatta daha katılımcı, daha çok yorum ve öneri yapan departmanlar artı puan alıyor. Zira yeni yönetim, farklı bir yaklaşım sahibi. Yenilik ve başarı getirecek fikirlerin tepe

Uzun Mesafe Tel. İşletmecilerinden Ortak Tavır, TT ve TK Takar mı, Girişim Sonuç Getirir mi

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği TELKODER üyesi Uzun Mesafe Telefon Hizmeti sunan firmalar bir mütabakata vararak mantıklı düzenlemeler yapılmadıkça B tipi hizmet vermeyeceklerini açıkladı . A, B ve C tipi olarak verilen lisanslarda C giriş seviyesi, daha düşük ücretli hizmetlere giriş olarak nitelendirilebilecekken A ise en kolay kullanılabilen gelişmiş hizmet oluyor denilebilir. C Tipi UMTH ara bağlantı anlaşmazlığı ve sorunlar nedeniyle işletmeciler Ağustos 2004 tarihinden itibaren Türk Telekom (TT) ile C Tipi arabağlantı sözleşmelerini imzalamaya mecbur kalmışlardı. Telekomünikasyon Kurumu (TK) ise uzlaştırma kararını bir yıl sonra Haziran 2005'de verebilmiş uygulama tabii ki daha da gecikmişti. B tipi hizmet verilebilmesi için TT'nin istekleri bu işletmecileri oldukça zorlayıcı nitelikte, yeni yatırımların bu firmalarca karşılanması, teminat, test ücretleri ve ötesi. Tabii yine anlaşma olmuyor, süreç uzuyor, para kazanamayan işletmeciler yavaşça şartlara boy

MSN Messenger Kullanımında Dünya 5.siymişiz, Aferin Bize! Tabii Rakiplerinden Haberimiz Yok...

Özellikle basılı yayınları bu aralar geniş bir açıdan izliyorum, az önce de elime yayın hayatına yeni başlayan PC Tech aylık bilgisayar dergisinin Ocak 2006 sayısı geçti. Derginin 46. sayfasında Microsoft MSN'in Ortadoğu ve Afrika bölgesinden sorumlu yöneticisi Ebru Çapa, son bir buçuk yılda MSN Messenger kullanıcı sayısının 1,2 milyondan 6,7 milyona yükseldiğini açıklamış. Bugün Milliyet gazetesinde ise MSN Messenger'ı Türkiye'de 11,7 milyon kullanıcının kullandığı, bu rakamın Türkiye'yi en geniş beşinci MSN grubu yaptığı, yine Ebru Çapa'nın ağzından iletiliyor . Birkaç ayda 4 milyon yeni kullanıcı kazanıldığını sanmıyorum, ya iki basın organından biri ya da Sayın Çapa yanlış rakam iletmiş olabilir, yok eğer 4 milyon yeni kullanıcı eklenmişse MSN'i tebrik etmek gerekir. Yine de öncelikle bu haberin bu şekilde verilmesini, ardından da niye MSN Messenger bağımlısı olduğumuzu kısaca tartışmak istiyorum. "Türkiye dünya 5.si tarzında" haber yine kompleksl

Siestanın Hüküm Sürdüğü Madrid'de Kendi Başınızın Çaresine Bakmanız Lazım

Hafta içinde Teredata Universe 2006 İş Dünyası Konferansı'nı izlemek için Madrid'deydim. Az da olsa şehri gezme imkanı buldum ve İspanyollar'ın farklı yaşam tarzlarını pek de kanıksayamadım. Olur da İspanya'ya yolunuz düşerse, sabah iş yerlerinin geç açılmasına, öğle aralarının 2-3 saat sürmesine, akşam yemeğinin 10-11'e kalmasına hazırlıklı olun derim. Özellikle bu öğlen aralarında açık iş yeri, dükkan bulmak çok zor. Hatta işini aksatmadan yapması gerekenler bile bu dinlenme, siesta, ağırdan alma olayından kurtulamıyorlar ki bu can sıkıcı oluyor. Örneğin hava alanında, indiğimiz terminalde çok az uçak olmasına rağmen bavulların tam bir saat sonra gelmesi bir örnek. Daha da önemlisi, İngilizce ya da Fransızca'nıza güvenerek İspanya'ya gitmemeniz, zaten Türk misafirperverliğini başkalarından da bekleyen bizleri şaşırtan derecede ilgisiz kalan İspanyollar yabancı dillere de hiç meraklı değiller. Barselona'da son derece memnun kaldığım üstü açık tur otobüs

ADSL Sorunları Devam Ediyor, Hata Olmasa da Çıkan Hata Sayfasında Şifre İki Soruyla Ekrana Veriliyor!

Geçtiğimiz yıllarda ADSL sorunları genelde aynı ya da birbirine benzerdi, gelen soru ve şikayet mesajları ve başkalarının tecrübeleri bağlantının tümden kurulamaması, vb. üzerine yoğunlaşıyordu. Fakat son aylarda, gittikçe daha çok kişiden, basitçe açıklamak gerekirse hatta veri transferi yapılabildiğinin göstergesi olan modemlerdeki "link" ışığının gittiği yönünde şikayetler gelmeye başladı. Derken aynı sorunla birkaç haftadır ben de boğuşmaya başladım. Durup dururken bağlantının kopması, işin yarım kalmasının yanında, son dönemde daha çok kişinin karşısına çıkan "kullanıcı adı/ şifre hatası" sayfası da ilgi çekici. Bazen ADSL bağlantısı bir şekilde kurulsa da, herhangi bir Web sayfası açılmıyor ve Türk Telekom'un hata sayfası geliyor. Bu sayfada "şifreniz yanlış girilmiş olabilir" şeklindeki uyarı ile ADSL hizmet numarası, telefon numarası ve kullanıcı adı soruluyor, ardından doğru şifre hatırlatılıyor. Tabii bu da tartışılır bir uygulama, komşusunun

Bilgi Toplumu Stratejimiz Mayıs'a

E-dönüşüm için oluşturulan yapı çalışmalarına devam ediyor. E-Dönüşüm İcra Kurulu’nun 17. toplantısında "Bilgi Toplumu Stratejisi Mayıs ayında açıklanacak" duyurusu yapıldı . Şu ana kadar yapılanları, kat edilen mesafe ve alınan kararları detaylı olarak bilmiyoruz, çalışmalar pek şeffaf değil denilebilir. Siyasi iradenin, e-dönüşüme inanması en önemli belirleyici faktör, nüans farkı ise çok önemli. "Biz bu yola baş koyduk" derken bir danışman firma ile anlaşıp kurul oluşturmak siyasi iradenin gücünü ne kadar yansıtır, bunları alınan kararların uygulamasında göreceğiz. Ama öncelikle, Mayıs ayında açıklanacak stratejiyi görmemiz, değerlendirmemiz lazım. Tabii 2006 Mayıs'ında hala nasıl dönüşeceğimizle ilgili ülke çapında uygulanacak bir makro plan ve politakamız olmamasının ne kadar acı olduğunu, bugüne kadar kaçırdıklarımızı fark etmemiz gerekiyor.

Türk Telekom'a 5 Yıl Sonra Ceza Neye Yaradı? Aynı Senaryo UMTH'de de Oynanacak

Türk Telekom ile devam edelim, son olarak aktardığım cezanın beş yıl önce yapılan girişimlerin sonucu olduğunu da eklemek istiyorum. Rekabet Kurulu karar verdi, TT temyize gitti, her adımda uzun süre beklendi. Bu beş yılı aşkın sürede, o zaman TT'nin hareketlerinden zarar gören İnternet erişim firmalarının çoğu kapandı, yatırımlar boşa gitti, ülke refah kaybı yaşadı. Firmaların sayısı fazlaydı ve konsolidasyon kesindi ama yine de rekabetin yok edilmesi yaşayabilecek ve yaşaması gerekenlerin de yok olmasında büyük rol oynadı. Zaten artık çevirmeli, dar bant bağlantı değil geniş bant sayılabilecek ADSL bağlantı İnternet erişimi için tercih ediliyor ve bu alanda da değişen bir şey yok: TT'nin doğal tekel konumu. Aynı filmi bir kez daha bıkmadan seyredecek gibiyiz, bu sefer de A, B ve C tipi lisans alan uzun mesafe telefon işletmeciliği yapmak isteyen firmalar TT'den şikayetçi. Telekomünikasyon Kurumu'nun düzenlemesi olmasına rağmen, B tipi firmaların çalışabilmesi için ger

Türk Telekom'a 1,14 Milyonluk Tekelcilik Cezası, Bakalım Etkili Olacak mı? Yeni Telekom Değişimi Yönetmekte Ağır mı Kalıyor...

Türkiye'nin bilişim alanında ilerleyebilmesi, bilgi toplumuna dönüşebilmesi için bilişim alanında rekabetin önemine belli aralıklarla değiniyorum. Bu konuda Rekabet ve Telekomünikasyon kurullarına önemli görev ve sorumluluk düşüyor. Bu hafta, Rekabet Kurulu, tekel konumunu kötüye kullandığı ve haksız rekabet ortamı oluşturduğu nedeniyle Türk Telekom'a 1,14 milyon YTL tutarında ceza verdi (PDF dosyası) . 56 Kbps gibi dar bant İntenet erişiminde, maliyetin altında fiyatlandırma yapmak, aynı zamanda diğer firmalara rekabete zorlaştıracak seviyede altyapı kullanım ücretleri uygulaması nedeniyle; uzak mesafe veri aktarımında kendisi kullanmakta oldugu halde, diğer yeniden satıcı veya kurumsal kullanıcılara belirli kapasitenin üzerinde hat kiralamaması vb. pek çok neden sonucu piyasadaki rekabeti bozucu tutum takındığına karar verilen Türk Telekom bakalım bu cezalardan sonra uygulamalarını değiştirecek mi? 1 milyon YTL'lik cezalar TT için pek de önemli rakamlar değil. Öte yandan,

Kimlik Kazanan Bilgisayarlar Yolda, Gelecekte İnternet'te Kimliksiz Dolaşmak Mümkün Olmayabilir

Güvenilir bilgi işlem çalışmaları bir süredir devam ediyor ve 20 milyondan fazla bilgisayarda güvenilir platform modülü şimdiden bulunuyor . Birkaç yıl içinde, üretilen tüm bilgisayarlarda yer alacak bu kimlik çipi ile daha güvenli bir bilgisayar kullanımı vaat ediliyor. Yazılım üreticileri şu anda bu işin izinsiz çalışan virüs, vb. uygulamalara karşı etkili olacağını öne çıkarıyorlar, fakat iş bununla kalmıyor. Her bilgisayarın kendine has bir kimlik bilgisi olması ve ardından çalışma esnasında şifre, parmak izi veya başka bir yöntemle kullanıcısının kimliğiyle bütünleşmesi ardından yapılan işlemleri kimin yaptığı bilinecek. Olumlu yönden bakarsak, örneğin kişisel bilgisayarınızı şifreniz veya parmak izinizle açtığınızda, bu modül ile iletişim kuran bankanın web sitesi size kullanıcı adı ve şifre sormaya gerek görmeyecek. E-postalar bu güvenlik çipleri tarafından otomatik olarak şifrelenebilir, İnternet işlemleri iki tarafın birbirine tam güveniyle gerçekleştirilebilir. Tabii böyle bi

General Electric Garanti Bankası'na Ortak Olurken Bilişimci Garanti Teknoloji'ye de Kavuştu!

Türk bankacılık sektörünün büyüme vaat etmesi nedeniyle yabancı yatırımlar bu alana aktı ve akmaya devam edecek gibi. Doğuş Grubu da Garanti Bankası'nın %25,5'ini General Electric Finansal Hizmetler'e 1,56 milyar dolar karşılığında sattı . Garanti Bankası'nın oldukça güçlü bir imajı var, bugüne kadar sektördeki en yüksek kredi notlarını alan bankanın başarısında inovasyon, yenilikçilik çok büyük rol sahibi. Zaten gittikçe artan küresel rekabet ortamında başarılı olmak için yeni hizmet ve ürün geliştirmek, araştırma geliştirme yapmak, iş modeli, süreçleri ve uygulamalarını devamlı geliştirmek gerekiyor. Garanti Bankası'nın bunu yapmasını sağlayan altyapı ve uygulamalar ise bugün ziyaret ettiğim Garanti Teknoloji tarafından sağlanıyor ve geliştiriliyor. Gördüklerim ve bugüne kadar yapılanlar Garanti Teknoloji'nin Türkiye'nin en başarılı bilişim firmalarından biri olduğunu düşünmeme neden oldu. Körfez, Osmanlı ve Garanti bankalarının başarıyla birleşmelerinde

Web Güncesi (Blog) Okurları Artmıyor mu, Günceler Fazla mı Büyütülüyor?

Daha sonra okumak için not ettiğim ve bugün fark ettiğim bir Gallup araştırmasına göre, araştırmaya katılan İnternet kullanıcılarının %66'sı web güncelerini (blog) hiç takip etmediklerini belirtirken, sadece %9'u düzenli okuduklarını söylemiş . Bu araştırma bir anda günce çılgınlığının da bir balon mu olduğunu sorgulayan makaleler yazılmasına neden oldu. Tahminler şu anda yüz milyona yakın günce yayınlandığı yönünde, fakat bunların ne kadar okunduğu da oldukça önemli. Zira pek çoğu birbirine benzeyen bu yayınların azımsanmayacak bölümü özel hayat anlatıyor, büyüme potansiyeli de bu anlamda hala güçlü. Zira yeni nesiller bir günce yazmaya başlamaya, diğerlerine göre daha meyilli. Fakat tanımadığı birinin özel hayatını kaç kişinin okuyacağı da tartışma konusu. Yayına başlamanın temel diğer nedenleri politik konularda yorum yapmak, vatandaş gazeteci ya da muhabir olmak. Güncelerin de bildiğimiz web sitelerinden farksız olduğunu, neden bu kadar öne çıkarıldıklarını sorgulayanlar, y

Sabit Telefon ve Kablolar Değerini Yitirmiyor, TT Sabit Hattan Kısa Mesajı Başlattı

Beklenenden yıllar sonra da olsa, Türk Telekom sabit telefonlardan diğer sabit telefon ve cep telefonlarına kısa mesaj atılmasını sağlayan hizmeti devreye soktu . Ucuz olarak nitelendirilebilecek fiyatlara, mesaj gönderebilen ve alabilen yeni telefonlar kullanılarak bu hizmetten faydalanılabilecek.Bugün de, üç yeni şirkete erişim hizmeti sağlamak için lisans verildi. Sektörde serbestleşmenin üzerinden yıllar da geçse hayal ettiğimiz gelişmenin yaşanmamasının nedeni, rekabetin sağlanamaması. Türk Telekom'a, tekel olduğu alanlarda rakip çıkmasını sağlayan bir ortam yaratılıp korunamadığı gibi, kablo TV şebekesinin alternatif bir rakip olması da hiç düşünülmedi. Tabii TT'ye bağlı çalışan kablo sistemini ayırmak siyasi bir karar olarak da alınmadı. Halbuki kablo üzerinden sadece TV değil, İnternet için veri, hatta ses taşımak mümkün.Dünya, hareket halinde kullanabildiğimiz cihazlar ve kablosuz erişim eğilimlerini gittikçe güçlü yaşasa da, ev ve ofiste, yani hareket halinde değilken

Amazon'un Mekanik Türk'ü ile Bilgisayardan İnsanlara Görev Dağılımı Çalışmaları

Bilgisayardan, bir insandan beklediğimizi bekleyemiyoruz. Pek çok alanda insanı geride bırakan bilgisayarın bazı alanlarda takılması nedeniyle bir süreci tümüyle cihaza teslim etmiyoruz. Fakat gittikça daha fazla sürecin daha fazla bölümünü bilgisayarlar gerçekleştirdikçe, insanın nerede sürece dahil olması gerektiğini belki de bilgisayar insandan daha iyi bilecek, zira nerede zorlandığı ve takıldığını bizzat görecek. Bu noktalarda makinanın pası insana atması için Amazon , "Mechanical Turk" yani Mekanik Türk adlı bir hizmet yazılımı geliştirmeye başladı. Sisteme üye olanlar, belli ücretler karşılığı görev yüklerken, bireyler bu ücretlerin bir bölümünü kendi hizmetleri karşılığında almak için Mekanik Türk'ün açtığı bölümleri dolduruyorlar. Örneğin iki dil arasında mükemmel bir tercüme yapmak, resimlerdeki görüntüleri ayrıştırmak, belirlemek, vb. Amazon'dan başka bu konuda çalışan firmalar mutlaka vardır, ama ileride bu alanda girişim yapan çok daha fazla firma ile ka

Yeni Yöntemlerle Cepte Kayıt Dışılık Durmuyor, Kayıt Altına Alma İşlemi Küçük Düşürülüyor

Daha fazla telefonun kayıt dışı olarak ülkeye sokulmasını engellemek için Aralık ayında, daha önce içeri sokulmuş telefonlar 5 YTL'ye kayıt altına alındı. Bu karar ve uygulamanın mantıklı olması ve işe yaraması için tatışmasız en belirleyici faktör, bundan sonra alınacak önlemlerle her türlü kaçakçılığı engellemek. Fakat farklı noktalardan farklı sesler geliyor. Medyada henüz yeteri kadar yer bulmasa da, hala bavulla telefon getirilip bu telefonlara alıcı bulunduğu biliniyor. Son günlerde yavaşça medyada yer bulan bir diğer kaçakçılık yöntemiyse, cep telefonlarından vergi kaçırmak. Son olarak bugün Hürriyet'te çıkan haber , devletin büyük kayıplar yaşamaya devam ettiğinin göstergesi. Eğer daha geniş önlemler alınmaz, bu işe daha çok mesai harcanmazsa, tehlike büyük. Çünkü böylesi bir ortamda, vatandaşa 5 ve 15 YTL ödetilerek elde edilen 75 milyon YTL devletin vergi kaybı yanında devede kulak kalır, insan "bizden bu kadar para toplandı, ama daha fazlası kaybediliyorsa bunun

Dış Kaynak Kullanımının Başarısız Yönleri de Var, Hangi BT Projeleri Dışarıya Havale Edilmeli?

Dış kaynak kullanımı, "outsourcing", son yılların popüler konularından biri. İlk anda akla gelebilecekten çok daha fazla alanda dış kaynak kullanımı hizmeti veren girişim ortaya çıktı, tabii bunları tercih edenler de hızla artıyor. Özellikle yazılım alanında düşük maliyetler nedeniyle daha fazla sayıda iş Asya ülkelerinde, özellikle Hindistan'da yaptırılıyor. Medya ve iş dünyasında da genelde bu tercihin kazandırdıkları konu ediliyor. Biz de İnternet tabanlı yeni bir iş için sistemin belli bölümlerinin hazırlanmasında dış kaynak kullanımını seçtik. Birkaç gündür dış kaynak kullanımı tercihimizin yaşattığı olumsuzlukları düşünüyor, hatta burada yazmayı planlıyordum. Biraz yoğunluk, ardından hastalık nedeniyle son günlerde bir şey yazamadım. Ama bugün bir Business 2.0 makalesi ne rast gelince, gecikmede hayır varmış dedim. Her ne kadar tam olarak aynı tecrübeyi yaşamasam da, söz konusu yazıda müşteriyle doğrudan temas edilen kanallarda dış kaynak kullanımının müşteri memnun

Spam Şekil Değiştiriyor, Günce ve Ceptelleri Hedef Alıyor

İstem dışı, özellikle reklam amaçlı gönderilen spam e-postalar birkaç yıldır İnternet'in büyük sorunlarından biri. Zirve üstüne zirve yapan bu tip mesajların artış hızında ise son dönemde bir yavaşlama olduğu tesbit ediliyor. Ama bunun nedeni, spam göndericilerin başka mesajlaşma platformlarına kayması. Örneğin web güncelerine, benim de belli aralıklarla tecrübe ettiğim üzere, reklam, tanıtım, duyuru amaçlı, günce girdisiyle alakasız yorumlar eklenmesi gittikçe yoğun kullanılan bir yöntem. Bu yorumlarda belli sitelere link verilerek hem kullanıcı çekmeye, hem de arama motorlarında yer elde edilmeye çalışılıyor. Hatta bazı web günceleri sadece reklam amaçlı olarak açılıyor, bunlara spam blog, ya da spamlog denmeye başlandı. Her gün binlerce güncenin bu amaçla açıldığı tahmin ediliyor. Öte yandan e-posta spam engelleme yasaları ve süzgeçler gittikçe daha etkili olmaya başladığından web günceleri, mobil cihazlar, cep telefonları da spamcilerin yeni hedefi oluyor. Artık spam iletileri

Web Güncesi (Blog) Çılgınlığının Henüz Başında mıyız? Yayınlama Araçları Çok Daha Kolay Kullanılabilir Olacak

Six Apart'ın kurucularından Mena Trott web günceleri (blog) ile ilgili yeni projelerini açıklamasa da, konuyla ilgili Business Week mülakatında sayılarının 100 milyona dayandığı tahmin edilen güncelerin hızla artmaya devam edeceğini iddia ediyor. Gelişen çoklu ortam özellikleri, ses, görüntü dosyaları eklemenin yanında ceptellerden İnternet erişimi ve günce yayınlama olanakları ile bundan sonra günce hizmeti veren sitelerin yayıncıya daha çok olanak sunması gerektiği ortada. Trott da bu noktada, daha fazla ve özellikle tecrübesiz olan İnternet kullanıcısının günce yayınlaması için, böylesi yeni olanakların kullanımı kolay araçlarla sunulmasının önemi ve zorluğuna dikkat çekmiş. Günce yenilemenin e-posta yazmak kadar kolay olması gerektiğini de öne sürmüş. Gerçekten de günce taslağı ve araçları tasarımı hayati önem taşıyor. Aynı taslağı kullanan onlarca web güncesinin her birinin farkını okurun anlamasını sağlayacak bir tasarım yapılırken, etkileşimin, yorum eklemenin kolaylaştırıl

Google Resim Arama Sonuçları Yüzünden Suçlu Bulunabilir, İçerik Arama ve Kullanma Konusunda Telif Hakları Tartışmaları Artacak

Google genişlerken artan sayıda suçlama ve dava ile karşı karşıya kalıyor. Perfect10 adlı ücretli erotik fotoğraf sitesi, Google resim arama sayfalarının, satmaya çalıştığı fotoğrafların küçültülmüş hallerini erişilebilir kılarak iş yapma şansını azalttığını ilk olarak 2004'te dile getirmişti. Hukuki süreç hala sürüyor, fakat yeni alınan bir ara karar ile Google belli konularda suçlu bulundu . Nedenler ise, ilk olarak bu resimleri Google aramaları ile ele geçirip yayınlayan sitelerden Google'ın AdSense ile reklam geliri elde edebilmesi, ikinci olarak da Perfect10'un cep telefonlarına satış yaptığı minik boy resimlerle aynı boyda sonuçlar çıkarması ve mobil cihazlara sunulan içerik gelirlerini etkileme olasılığı. Fakat bilgisayar aramaları ve küçültülmüş sonuçlar konusunda henüz Google hakkında olumsuz bir karar çıkmadı ve çıkmayacak gibi. Ama telif haklarının korunması hakkında daha pek çok tartışma, dava, suçlama göreceğiz. Ülkemizde de entelektüel üretimin korunmasında so

Cumartesi 6,5 Milyar İnsan Olacağız, Dünya Kaçımıza Yetecek?

Dünya'nın ne kadar insanı kaldırabileceği merak edilmiş, tartışılmış, farklı sonuçlara varılmıştır. Günlük belli ve yeterli bir seviyede kalori ve temiz, içilebilir su miktarı göz önüne alan modeller 5 milyarlı rakamlar verirken, bazıları mevcut yaşam tarzımızla en fazla 9 milyar insanın gezegende yaşayabileceğini iddia eder. Yapılan hesaplara göre, 25 Şubat Cumartesi günü Dünya nüfusu 6,5 milyara ulaşacak . (Gerçek zamanlı işler bir tahmin modeli üzerine kurulu sayaç tan takip edebilirsiniz). Bazıları bu rakama ulaşılmasının imkansız olduğunu düşünürken bazıları ise normal karşıladı. Tabii bu arada dünya nüfusunun küçük bir bölümünün, örneğin %5'inin dünya refahının dörtte birine sahip olduğuna da dikkat etmeliyiz. Açlık, göçler, işsizlik, suç oranları, gelir dağılımı ve nüfus artışının doğrudan sonuçları. Türk ekonomisi son yıllarda sürekli büyüse de işsizlik oranının hızla düşmemesinin bir nedeni de artan nüfus. Gelecekte yaşanabilecek felaket ve kıtlık olasılıklarını göz ar

3GSM Kongresi'nde Hızlı İnternet Erişimi ve İçerik Hizmetleri Öne Çıktı

Barselona'daki 3GSM Dünya Kongresi 'nde yeni cep telefonu modellerinden ziyade hizmet alanındaki gelişmeler ilgimi çekti. Gittikçe bilgisayarvari özelliklere kavuşan cihazlar daha gelişmiş içerik hizmetlerinin sunulmasını sağlıyor. Büyük portal sitelerinin yanında içerik üreticiler de, İnternet erişimi hızlandıkça doğrudan kullanıcılara ulaşabilecekler. Ayrıca web günceleri, RSS kaynakları da cepten erişilebilir ve güncellenebilir hale çoktan geldi. Tabii İnternet erişiminin hızlanması, özellikle 2006'da mobil TV hizmetinde büyük ilerlemeler görmemizi sağlayabilir. Fuarın en popüler konularından biri olan mobil cihazlarda video içerik izleme üzerine çalışan sayısız firma ve içerik üreticisi var. İngiltere'de denenen yayınlar, özellikle kısa videolara olan talebin, örneğin yazın oynanacak Dünya Kupası ile artması ile kolayca yaygınlaşabilir. Tabii insanların ne kadar uzun süreli yayınlar izlemek isteyecekleri tartışılan konulardan biri. Fuarla ilgili gözlemlerimizi Hürri

Ayın Kitabı, Şiiri ve Web Siteleri: Şubat '06

Bir süredir güncelleyemediğim ayın seçimleri sayfaları, bir okurun kitap eleştirisi yollaması ile Şubat ayında tekrar karşınızda. Ayın kitabı Paco Ignacio Taibo ve Subcomandante Marcos'un beraber yazdığı " Huzursuz Ölüler ", şiiri Louis Aragon'dan " Mutlu Aşk Yoktur " web siteleri ise Bloglar Alemi ve Variety.com .

Barselona Nerede Biz Neredeyiz: Şehir Planlamacılığı, Kültür Turizmi ve Fazlası

İlk kez Barselona'ya gittim, beklediğimden daha az kalabalık ve daha küçük çıkan şehir gerçekten de Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri. Şehirde yaklaşık 1,6 milyon kişi yaşıyor ve İspanya'nın en zengin bölgelerinden biri. 1992 Olimpiyat Oyunları şehrin çehresini değiştirmiş altyapı iyileştirmeleri, bina yenilemeleriyle yetinilmemiş kültürel zenginlik de öne çıkarılmış. Örneğin zengin yemek kültürü hatırlanmış, Barselona mutfağı biraz da yenilenerek geliştirilmiş. Ustalar yenilikler icat etmek için çalışmış ve böylece de Fransız ve Amerikanlar tarafından dünyada 2004'ün aşçısı Katalan Ferran Adria seçilmiş. Barselona alan kullanımı ve şehir planlamasında da mükemmel denilecek işler yapmış olsa gerek ki caddeler hatta bulvarlarda araç içinde gitmek bile bir zevk olmuş, zira yaklaşan dört yol ağzında Akdeniz'e kadar inen bir sonraki bulvarın manzarasını saniyeliğine de olsa yakalamak güzel. Hele gerek tarihi önemi olan gerekse de yerleşim amaçlı kullanılan tüm bina

Mobil İletişimde Dünya Yeni Ufuklara Açılıyor, Biz Hala 3G Belirsizliğindeyiz

Barcelona'daki 3GSM Dünya Kongresi 'nde iletişim alanındaki yenilikleri yakından görme fırsatım oldu. Önümüzdeki günlerde fırsat buldukça fuardan ve Barcelona'dan bahsedeceğim. Gelince bilişimle ilgili ilk okuduklarımdan biri Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Acarer'in 3G hakkında "Karar siyasi iradede" demesiydi. Tabii ki öyle, fakat sorun da bu, acaba hükümetlerimiz bilişimi kendi başına bir sektör olarak değil, tüm sektörlerin etkinliğini arttıran bir katma değer üreticisi sektör olduğunu anladı mı? İletişimin olabildiğine gelişmesi sağlanacağına sınırlandığı, deprem öncesine göre bugün insanların yarı yarıya az konuştuğu ortamda 3G'yi farklı amaçlarla ertelemenin de manasız olduğu görülmeli. Avrupa'nın tecrübesi ve yüksek lisans bedelleri ödeyenlerin düştüğü zor durum ortada, ben de fuarda bir iki kez daha doğrulatmış oldu. Yani artık 3G lisansı vermek için yüksek bedeller elde edileceği de düşünülmemeli. 3GSM Fuarı'nda gördüklerim biz yerimizde